Gidişin
Dışarıda aç köpekler ıslanır
Kedilerin ölüp ölüp dirildiği yerlerde Soyluların ölüm vaktidir gün ağarmadan Oysa senin öldüğünü söylüyorlar durmadan Şimdi kırkını beklemek ne zor ölmek için İğde dallarına bağlı fanuslarda işaretini beklemiştim İndiğimde gece yarısına sular temrinde ellerim için Yüzümün kırıldığı hiçbir çocuğu tanımıyorum Anlamsız sıkılır boğazım,şahdamarım Sabaha pamuk ipliğine bağlı gözlerim Yalan söylüyor şarkılar radyolar durunca anladım Çöpçüler erken uyanır yarim uykudayken Bilmez miyim Kırk gün yas var Herkes parmak uçlarında yürümeli değil mi Kaldırım taşları aşınırken güneş ışığıyla Mavi rüyalarında ölen küçük çocuklar tutunur pencereye Gökten inen hiçbir yağmur bilmedi çürüyen tenimi Ağır eczalarda kaybettim diriliğimi,gençliğimi Annemin yaptığı bütün ilaçları döktüm Ondan mıdır ağrı girer bedenime bilmem! Ağaçlarda bezleriyle genç kızlar sallanır Güneşte çürüyen dileklerine inat saçlarını ıslatırlar Benim seni beklediğimi bilmiyorlar Yoksa yazmalarından seni çizerlerdi göğsüme Meman dağı yanardı inince sessizlik geceye Yanlış hesaplardı takvimler senin zamansız gidişini Babam kopardığı her takvimi yakıyor gözlerimin önünde İşte oğlum bir gün daha gitti senden! 10.07.2015 –şehriyar-od |