Biz Sokaklarını Çiğnedikçe Güzelleşir Şehirler
Biz sokaklarını çiğnedikçe güzelleşir şehirler
bir mahalle kahvesinin önünden geçerken selamlaşırsınız dostlarla bazen bir simitçi yanaşır yanınıza bazen de dikenli bir gülün kokusu ya da leylak birden giriverir kanınıza... Ben bakkala sigara almaya giderim Yugoslav Muhaciri Loçka teyzeye daha bebe belikken paketin üstünde ne kanserli ciğer var, ne dalak ne böbrek daha Tekel yabancılara peşkeş çekilmemiş o sıralar bizim malımız öz be öz Türk iç bakalım teyzem iç günde beş paket sigara ciğer mi dayanır buna harçlığını da ihmal etmez ha! Bil cebinde para... Kısa pantolondan uzun pantolona terfi işlemlerim sürüyor... Biz sokaklarını çiğnedikçe güzelleşir şehirler ne kirlilik ne de bir şey bazen ortasından nazlı gelin gibi geçer ta Karadeniz ile buluşmaya giden nehirler... Azmi Amcanın elli yedi Şavrolesi ’Alırsın Şavrole gidersin devrile devrile’ lafı ta oralardan kalma Rıfkı’nın babasının bir bacağı eğri Skoda’sı kapısını açık bile unutsan kimse ellemez bu da cabası... Baktım sokaklara saçılmış Alparslan ağabeyin bizi ütüverdiği misketler paran varsa alırsın üçü yirmi beş kuruş yoksa veresiye aklında tutar ha, unutmaz alacağını ölesiye... Yan bahçede kiraz var karşısında da kaysı ile dut çaktırmadan aşırsak kocası Bahri Amca kızsa da ’Siz ona bakmayın helali hoş olsun yiyin yavrularım’ dediydi Hatçe teyze biz de artık bir şeyler başarsak... Yaz geceleri bolca kukalı saklambaç duvar üstü bel altı sohbetleri teke tek maçlarda bebelerden çelmeler üstümüz de bir ukalalık bir ukalalık çok şey bilmeler işte böyle dostlar biz sokaklarını çiğnedik ve güzelleşti şehirler... |
bir mahalle kahvesinin önünden geçerken
selamlaşırsınız dostlarla
bazen bir simitçi yanaşır yanınıza
bazen de dikenli bir gülün kokusu ya da leylak
birden giriverir kanınıza...
Aldı götürdü şiiriniz çok uzaklara kutlarım ustam saygılarımla