ÖYLE HASRET KALDIM Kİ
Kalmadı şu mecal de tahammül zerre kadar
Yenik düşürdü hayat Üstüme basa basa çiğner gibi Yakınımdan ayrılmaz sanki dosttum muş gibi Yediğimiz ayrı gitmez Hep zehir zıkkım sundukça eliyle Tatlı lokma yemeye öyle hasret kaldım ki Gençliğimi tüketti daha ne ister benden Hep verdikçe doymadı Başım kaldırmaz yerden Göz yaşını severmiş güldürmez hiç yüzümü Sessizliğim yüzünden haykırdım hiç duymadı Gülümseyen gözlere öyle hasret kaldım ki Canıma kastı varsa söylesin de bileyim Böyle mutsuz yaşanmıyor Süründürmek mi maksadı onuda söylemiyor Bu can harabe gibi yığıntılar altında Enkazdan beter hali Değer görmek olmuş tek dileğim Kıymet gösterilmeye öyle hasret kaldım ki Estikçe poyraz yeli iliklerime işler Titretiyor bedenimi ayak ucuna kadar Buz kesen yüreğimin hali harap olurken Ezilip büzülüyor gizlenip sol tarafa Sıcacık doğsun güneş bu karalı bahtıma Kemiklerim ısıtsın öyle hasret kaldım ki Gönül sevmeyi özler hiç tatmamış ruhuna Uzaktan bakar da bir türlü yaklaşamaz Kalbi mühürlü sanki İzin vermez sevdirmeye Ukdesi kalır dört duvar arasında mahkum Aşksız sevdasız ömrü istese saklayamaz Şu gönlü sevindirmeye öyle hasret kaldım ki Nesrin Önem Demir 22 08 2015 |
Yüreğine kalemine sağlık
........................................Saygılar