An gelir saatler susar
An gelir saatler susar
Zaman sağırlaşır kendi içinde Teselli olmaz hiç bir şey Seven sevenden gidince Ey mor suratlı engin dağların asi ceylanı Ruhum yaralı Sesim suskun Yüreğim sağır Yokluğun bana vebal bana kahır Sensizliğin ağır yükünü şimdi bende kaç vakit alır Her gece gırtlağımda inen şu zıkkım Beni daha kaç teselli ile yanıltır Uyuşuk aklım dirilince olmayışına nasıl dayanır Ey geceme nur gibi dalan parlak yıldız Ben bana keder ben bana arsız Gönlüm amasız Hislerim cansız Bedenim ruhsuz Sensizliğin hüznü üzerime kara kâbüslar gibi çöküyor Ve her gece Bende ölen sevdalı çocuğu kara bulutlar yutuyor Dilim tutturup hicranlı şarkılar söylüyor Söylemek güzelde, Dilde çıkan hüzam sözler daima canımı yontuyor Ey ruhumu okşayan meltem kokulu rüzgar Sensiz nasıl geçecek mevsimler koca yıllar Yada ölünce ben Kırık ruhumu hangi musala paklar Ah bi duysaydın gecelerime dalan seni Taş olsaydın dayanmaz eritmedin seni Cebur misali kendince yakardın seni Ey dilime dolanan o mübarek duam Beni hicrana saran duygularıma ne zaman biter kavgam Kevgire dönen kalbimde ölüm marşı edasında Daha sayfaya kaç hüzam sözlü şiir damlar Okuyan kaç yaralı yüreği ben gibi yakar Mehmet Kılıçel |