KIZARMIŞ YANAĞINŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İlk güzelleme...
Kızarmış yanağın allar içinde
Gülistanda açan gül müsün güzel Öyle bir güzelsin kullar içinde Şeker şerbet misin bal mısın güzel Gerilmiş kaşların misal-i yaydır Selvidir boyların didarın aydır Maşukla cehennem aşığa yeğdir Perverdigar mısın kul musun güzel Bal damlar leblerin dişlerin inci Çaktın yüreğime dinmez bir sancı Sanki Mecnun gibi del’oldum genci Gezip dolandığım çöl müsün güzel Pare pare pareledin canımı Gözlerimden döker oldun kanımı Fiske vurup viran ettin hanımı Zemheri taşıyan yel misin güzel Ak döşün üstünde bahçe-i cennet Aşığın eylemez cennete minnet Gülüşün bakışın bulunmaz ziynet Sır ile pinhandan hal misin güzel Kudret-i Rahman’dan çekilmiş kaşın Ağrı’nın karından ak beyaz döşün Arasam cihanı var mıdır eşin Bilmem melek misin kul musun güzel Yaralar canımı hançer bakışın Kirpiklerin şu sineme çakışın Kızılırmak gibi taşıp akışın Gönül bendim yıkan sel misin güzel Maşuktan aşığa gelen her eza Şekere şerbete benzermiş keza Nale-i aşkından dönmüşüm saza Mızrap mı perde mi tel misin güzel Cehennem harının ateşi misin Seher-i sevdanın güneşi misin Huri gılmanların bir eşi misin Firdevs bahçesinde yol musun güzel Cennet-i alanın direği misin Cümle aşıkların ereği misin Şu deli gönlümün gereği misin Atlas libas mısın çul musun güzel Varsaydım eline deli olurdum Kaynayarak aşkın seli olurdum Fatıma olsaydın Ali olurdum Zülfikar’ı tutan el misin güzel Sen güzelsin ferman senin elinde Bal eksilmez dudağında dilinde Yüzüm yoktur dolanayım ilinde Şu tatlı canıma el misin güzel Açmışsın zülfünü etmişsin kement Seven sevdiğine nökerdir elbet Eyledin Emrah’ı kendine gurbet Yoksa divane mi del’misin güzel 19 Mart 2015 Perşembe |