OYNAMIYORUMmızıkçılık hiç bir şey bilmiyorum dediğim anda en çok bildiğimdi aslında saklambaç oynarken arkasına saklandığım kara gözlerin ilk onlar öğretmişti korkuyu sinip büzüşsem yüreğinin siperlerine elma yanaklı kız deyip yanağımdan makas alırdın içimden gözlerini oymak içimden ’’dönülmez akşamların’’ kuytusuna sokulmak gibi zararsız istekler katar katar geçerdi ve senli günlerin sararmış yaprakları takvim sayfalarından usul usul düşerdi. gelmediğin günler var ya ah o günler çelimsiz bacaklarıyla yürümeye çalışan tay gibi tökezlerdim gün içine ilk iş elime makas alır pantolonumun paçalarını keserdim sensiz geçen güne ceza diye kestiğim sessiz bir direnişti sonu belli olan uzun günü kısaltmıştım aklımca annemden yediğim dayak ödül olurdu ağlamama sebep. çember çevirdiğimiz sokaklar dile gelse ah çamurlu caddeler bizim türkümüzü söylese hani peş peşe birbirine yaslanmış evler evsiz çocukların gözlerinde tüterken kaybolma korkusu olmadan aralarında çevirirdik biz bizi bilirdim gözünün ucu bende bilirdin yüreğim sende. mızıkçı derdin sürekli kurduğun her oyunu bozardım ya da suratımı erik yemiş gibi ekşitir çarpardım sözlerimi sözlerine devrilirdi cümleler arka üstü anlamsız cümleler halinde yağardı üzerimize kızarırdı yüzüm yine. senden her gidişimde içimde kaybolan çocuk elleriyle duvarlarını yoklardı kapılar kapanırdı yüzüme bilirdim gurur sarmaşığı sarardı hücreni inzivaya çekilirdi sevda katıksız. ve sen ipini koparmış arı gibi benle kör olan gözlerini başka çiçeklerde açardın burnun polenle kaplı bana gelişin dudaklarında düşmeyen başka bir ismin acımtırak tadı anlatırdın uzaklara dalıp yüzmeyi bilmene şükrederdim kıyıda ayrık otu olur ele güne karşı utanmasız beklerdim göze çarpmadan içimde bir türlü erimeyen buzdan bir kalıp yoksulluğu hiç bilmedin yırtık yüreğin hiç olmadı senin ayağında son model ayakkabılar mini etekli yırtmaçlı bir hayattı istediğin ekmek kuşlara atılan yemdi ki gözlerim katık aşkına zeytin karasına özentiden güneşten bir parça çalıp elaya boyanmıştı buna rağmen yoksuldum ben yırtıktı yüreğimin her yanı ufak bir gülümsemenle yamanır yamalı dolaşırdım soğan ekmekle mükellef bir sofra düşlerdim gözlerimi sürekli sulandırdığından olmalı. şimdi mevsimler değişti yıllar yılların üstünü örteli gece başı önünde dolaşıyor hala sana zaafım var içimde kırık anılar üstüne bastıkça çıtırdar kanayan yanlarımı da aldım her zamanki mızıkçılığımla gidiyorum. artık oynamıyorum seninle yar. Ayvazım DENİZ |
Emeğine ve yüreğine sağlık. Harika bir şiirdi.
Sevgilerimle.. Selamlarımla..
Sağlıcakla kal!