HIRSIZ VARsalaş bir kahvenin köşe başını tutmuşum şehrin bir kulpuna yapışmış gibi duran taşları diziyorum ıstakaya masanın yeşili gözlerimin ucunda içerisi dargın nefeslerden bunalmış bir görünüp bir kayboluyor sen gibi arada açılan kapıdan temiz hava vuruyor kendine yenilmek olsa da yudumluyorum rahatsızım bu aralar temiz olan her şeyden tempo tutuyor ayağımdaki ayakkabının topukları sinirime dik dur yenilme! artık daha iyi anlıyorum caddenin ortasına dikilen yalnız heykelleri hayat hengamesine tutulan insanları izliyorum hüzün bulutları başımın üstünde döndükçe şükrediyorum üstüme pisleyen güvercinlerin varlığına annesinin elinden kurtulan bir çocuk su tabancasıyla üstüme yürüyor sırılsıklamım içiyorum yalnızlığı. birden beliriyorsun karşı sokağın karanlığından ve bir tek ben takıyorum yenilginin o soğuk yüzünü suratıma nereye gitti o ölürcesine tutku neden şimdi bu umursamazlık tanrım, yenilmek mi şimdi ellerini kaldırmadan tam kürek kemiğinden yemek kurşunu iyileşmez mi bu yara yenilginin namlusu dayanır anlıma hep o konuyor aklımın sıcağına ateş ediyor dan.. dan.. dan.. hiç umurumda değilsin ! sen de kimsin be adam ? -akşam- şimdi mağlup bir generalim omuzundaki süslü apoletleri sökülmüş benlik kılıcı ayrılmış dilinden ayağımı sürüyerek ayrılıyorum sırtımda yüz ton ağırlığında gurur " hırsız var" diye bağırmak geliyor içimden yalnızlığın yağmurları çiseliyor sanki dilimdeki yalanları temizler gibi yağıyor üzerime damla damla sakın bakma! dikkate alma! bir yazgı değil kesin sinip bir duvar dibine tanıdık ayak sesini beklemek düştüğü yerde sağ tutmaya çalışmak umudu dik durmaktan yorgun yere meyleden vücudum dışarı b-akıyor camlardan acı bir nida dökülüyor dudaklarımdan ben sana aşığım adam! Ayvazım DENİZ |