GÜN DOĞMADAN DOĞAR MI SÖYLE...
Yorgun çarkı dönerken devranın
Yüzü suyu hürmetine aşkın O izafi yorgunluğu Usul usul dokunup da Okşarken saç tellerimi. Dokunmadığın kerelerde Duymadığım cümlelerinde Baki kalan hoş bir tebessüm Tüm o yitip gitmelerin Ardında vermişken son selamımı. Güne uyanmak, Gönlü uyarmak Demli bir sızı İçli öfkemin son notası Çalarken gönül telimi. İstimlâk edilmiş o sefil ruh Oysa ne muteberdi Nazarında onca söylence Kanatılmışlığın gölgesinde. Donatılmış iken binlerce çiçek İle açılmamış mezarlardaki Saklı o imgeler, Aslında derinlerdeki tek gömüt Saflığımın nüktedanlığı sarıp sarmalarken Beyhude düşleri. Yarım iken yarınlar Yarın iken sevda bildiğim tuzaklar Dünlerden örtülü ölü canlar Can olmak adına Çıkmış iken yola, Yol bilip de Gelmiş iken sona. Son bilip başlamak belki de Gün doğmadan doğar mı söyle Saklı ne varsa içimde… |