Kahretsin Ulan
Yani bu rüzgâr dinecek bir gün öyle mi?
İşitemeyecek mi uğultuları bu kulaklar? Bir de zerrelerine ayrılacak bedenim öyle mi? Kahretsin ulan! Şimdi zamanı mıydı gitmenin? Yani kapanacak artık o eski defterler, Dostun kazığı, düşmanın öfkesi? Bunca paylaşılan, onca yarım kalan düş... Çöpe mi atılacak bunca selam sabah? Kahretsin ulan! Şimdi zamanı mıydı gitmenin? Yani yok olacak tüm bu sahip olduklarım? Kulaklarımdaki çınlama, ayağımdaki nasır, yüreğimdeki ağrı ve gözlerimdeki umut... İmkânsız düşlerim, parlayan öfkelerim... Kahretsin ulan! Şimdi zamanı mıydı gitmenin? Siz de geleceksiniz ardımdan üzülmeyin! Bunca tanıdık, eş, dost arkadaşlarım... Yaşam sizleri de temizleyecek doğadan. Kimseler kalmayacak yaşadığımızı bilen! Kahretsin ulan! Şimdi zamanı mıydı gitmenin? Yeni ülkeler mi kurulacak benden sonra? Yeni sınırlarda kahpe mayınlar mı patlayacak? Kıyacak mı gene yoksul halkıma devlet? Kahretsin ulan! Şimdi zamanı mıydı gitmenin? Benden sonra da boğazlanacak mı insanlar? Açlık ve sefalet, din ve milliyetçilik ve onları kahpece doğuracak olanlar... Tükenmişliğin bir çığlığı değil tüm bunlar. Çünkü mutlaktır gelecek olanın da gölgesi! Gene "dönen dönsün" diyecek yeni Pir Sultanlar! |