Dostluk Ateşi
Yüreğine çarpan feryat, sözlerine ekilir
Gözlerinden akan hüzün dertlerime dökülür Ayrılığın geçit vermez puslu hasret sisleri Hayalime çöreklenen özlemlere takılır Ben dostuma serim verdim dostum benden ırakta Kaç zamandır haber gelmez her bir hücrem merakta Bir hayat ki düğüm düğüm boğazıma dolandı Bir gözüme yaşam dolar diğer gözüm turab’ta Dostluk aşkı bin perdeli, kör gözlerden sakınır Bazı kral koltuğundan, bazı çuldan bakınır! Cahil olan kor ateşin zerresiyle tanışsa Ömür boyu feryat figan dertlerinden yakınır Ben yanarken kor ateşte sızılıyor közlerim Yokluğunun sancısını canözümde gizlerim Camilerden ezan sesi yükselirken beş vakit Secde eder kabe diye sana dolar gözlerim Gözlerinin denizine ay düşürmüş yıldızlar, Ah ettikce yanağına sandal çeker damlalar, Gözlerinin sularında ben bir batık gemiyim, Benim kadar derinlere inen mi var bulalar. Sen bir kor ateş, beslenir alem aydınlığından, Pervaneler sende yanar, haz alır varlığından, Böylesine karanlığa bürünmezdi kainat: Karanın da kör karası, hep senin yokluğundan. Gözlerinin namlusuna mesafeler sürülmüş Menzil menzil bir maziden boş bakışlar örülmüş Yola çıksa dertli mecnun bulacak değil seni: Sana doğru giden yollar Kaf dağında görülmüş. |