-Her şeyin bir bedeli varken vay ki vay halime…has bir gönül öz selini iyi tanır be şair ancak ona kapılınca ki bir hayat yaşanır şair kim be dost ben de kimim ki şu an ölsem hiçbir yerde bir esamem bulunmaz zira ben içimin ham arzularını dökemem ki görkemli gül diye ulu ortaya ful renksizdir hücrem bu alemde o denli kart ve kurt varken azaplar bana şiirlerde hep şair gözüyle dokunur her bir gönülde çekilen azap ve acıları ben her bir şiirde katmer katmer ıstırabını yaşarken gönlüme sığınırken vurulur her bir sabi ve bu can yalnız onlar içindir sebi * ve sevgiler ve de sevdalar var ya be şair aşk ile içimde ruhumu hep okşayıp kovalarken yaşayamam ki ben bu ortam da arzu ve isteklerimi hep kanıma dokunur be şair ben hep kendime mal eder dururum kötü olan ne varsa istemem ki kimsenin yüreğine bir çöpün batmasını ruhuyla tarafsız bir şair olur mu be şair nasıl görülmüş o hak terazi mahşer olmadan hiç ben dış güdümlü bir öz gider geççe benziyor muyum bu ülkede öz kaynaklı kaç meşhur vardır vitrin bu çarklara göre hep tanzim edilir ** ehil şair demişler güya ustaymış bu kırık kalemim kim hoca kim haiz bir bakın hele şu Eslek halime değmesin bir namert eli bir börtü böceğe bile bir nebze de olsa o an ki ağlarım gönlünü hainlere satan münafığa da yanarım şair olmasam da güzel olan ne varsa merakım tüm ıstırap ve ihanetlerin müzmin düşmanıyken hiç cebi olmayan şair var mıdır ki kabir çukurunda tüm mazlumların günahlarını sırtlayarak ancak ölür sorumluluğum bir lahzada olsa bir payım vardır diye içinde *** bir ömrü çizdik işte be dost bu zirzop ortamlarda bildik veya bilemedik ki Levh-i Mahfuz hiç düşmez ensemizden öyle hatalıydık ki iki kelimeyi bir araya bile getiremezken yalan yanlış cümleler üfürüp dururken işkembeden tüm altını boşaltıp durdular tüm değerlerin hay huyla boğdurulurken anaç yüreklerim kimmiş ki o şair de ki şairim hangi gönülde yanar ki bir meş’alem **** gelip de geçici şu aleme biz kanmadık mı gönülden doğuşta başlıyor iblise meyil nedense batıp da görmeliyim tüm kabusları ki şairsem değer gül ararken kim fark etti ki içinde var olan gülistanı hem kim nerde nasıl ve neden dolayı eklendi ki şecereye bu şairli son hüküm bülbül olup da orta yerler de boş boşuna şakımak’la gevezelik de bir şairlik’seki zaten içinde ben yokum ***** beni yanlış bellemesi dost hiç gurur kibir taşımazken nefsin çarkına hep düşman olduk kaldık biz bir biçare görkem uzağımıza bile yaklaşamazken “Bir” için aşk dergahın da biz köle olmuştuk çoktan öz varlığımı tüm bu hayata sekte vurmuş sanırken söz gelmesin şairliğe asla bu miskin Yunusun bir ayak tozuna bile yetişemezken bir lokma ekmeğe talim ederken Mehmet Akif Necip Fazıl değil miydi usulca uzaklaşan bir ayak sesi biz boş havan da ancak su döver dururuz zırvadan bu kadar zulmü haksızlığı göremeyen bir gönül neye yarar hep cilvesine küsmekten başka bir makus talihin bırakın şairliği bu yalan dünyada kalsın insanlara olan mahcubiyetimiz’den hiç af olur mu ki kusurlarımız yüceden öbür taraf için bize ancak “Bir’in” bir mağfiret etmesi yarar… (09.07.2015) AZAP… |