BAHARI ARAYAN ŞAİR
Vedasız bir gidişe hazırlanıyordu şair,
Bir kaçak gibi çıkıp gidecekti bu şehirden, Bir kaçak gibi sessiz, kimselere görünmeden. Biraz kırgındı, biraz da öfkeli, “Artık durmam buralarda diyordu, artık durmam Gideceğim çok uzaklara” Birkaç parça kıyafeti vardı, Kimselere kıyıp da veremediği birkaç imzalı kitap, Masanın üzerinde tamamlanmamış şiirler, Bir yığın hayal kırıklığı, bir yığın pişmanlık.. Topladı neyi varsa, Topladı kafiyelerini, imgelerini, Sözcüklerini ve söz oyunlarını… Yarım kalmış huzurunu bile koydu bavula, Yalnız, sevinç ve özlemine hiç dokunmadı, Şairden geriye sadece bunlar kaldı. Pencereleri kapatıp perdeleri çekerken, Son bir bakış attı uzayıp giden kirli kaldırımlara, Şehrin karalanmış duvarlarına, Rengarenk mağaza vitrinlerine, Vızır vızır işleyen caddeye, Son bir bakış telaşla koşturan insanlara. Sordum, belki anlatır, içini döker diye, “Ne bu hal şair, neden gidiyorsun?” Duraksadı, yutkundu bir an, Derin bir nefes alıp “Boş ver arkadaşım” dedi, “Boş ver uzun hikâye, Şimdi gitmek vakti, şimdi yitmek vakti, Yalnız sevinç ve özlemimi Leyla’ya teslim et. Ferhad’a, Kerem’e ve cümle dostlara selam söyle, Haklarını helal etsinler hepsi Allah’a emanet. Milyonların yaşadığı kocaman şehre sığamadı şair, Sığamadı apartmanlara, bulvarlara ve meydanlara, Gökdelenlere, alışveriş merkezlerine, Ve insanların yüreklerine, Ve çocukların umutlarına, Ve anneleri şefkatine. Son gül de açmayı unutunca, Yalnız parklara, yol boyu ağaçlara, Ve saksıdaki çiçeklere gelince bahar, “İşim yok burada” dedi, Ve o gün şehirden uzaklaşmak istedi. Şair sırtını dönmüştü şehre, Dev binalar arkadaydı, Otomobiller, fabrikalar ve diğer her şey. Gözlerini ufka dikmiş, yürüyor Ve uzak bir iklimi özlüyordu şair. Düşlerini bıraktı geçtiği sokaklara, Hayallerini attı kaldırımlara, yol kenarlarına, Ve umutlarını astı, otomobil camlarına, billboardlara. Çok sonra anladık ki, Şair şiirini yitirmiş kalabalıklar arasında, Sevgisini, hasretini kaybetmiş. Gözyaşı dökmek yoktu o şehirde kaybedilenlerin ardından, Çağa uydu, modaya uydu, ağlamadı şair. “Nereye şair, dedim nereye?” “Baharı arıyorum dedi şair, Duydum ki yalnız dağlardaymış. En son kirli sular karışınca ırmaklara, Fabrika bacaları değiştirince göğün mavisini, Şehre gelmiyormuş bahar, Ben bahara gidiyorum. Artık aramayın beni, beklemeyin, Olur da bir gün bahar şehrinize gelirse, Cemreler düşürse yeniden, havaya, suya ve toprağa, Bilin ki ben de gelmişim. |