KUCAĞINDA SIRLI GECENİN...
Tuttu kollarımdan gece
Havada uçuşan notalar Adı bende saklı son güfte. Raks ederken imgeler Soldan sağa saydım teker teker. Sağ yanımda boş bir sandalye Ayağımın altında koca bir mazi Satır aralarında makamlar sırnaşık lehçesi İle anlamsız pek çok anlatı Kıdemi belirsiz insanlar İzbelerde saklı Sığınakları iken onca soluk gölge. Hicap edilesi bir utançla Çevirdi başını endamlı bir kadın Döndü usulca geriye Savururken acılarını Eteğindeki taşlardı dökülen Nice üzünç ve sır saklı Korunaklı dünyasının kapısı kilitli Ezelden yarına Tek uzantısı nasıl da mahrem Sakladığı en derinde. Muaf tutmuştu elinden geldiğince Ser verdi sırrı yine zihninde Yanık mektubun son sayfası O ilk hece idi bildiği tek lehçe Aşkın izafi tanrısı Utanç belki de tek korkusu Kavuşamadı bir kez dahi Ne gece güne Ne de kadın özlediğine. Rakımı alçak bir mekân Telaffuz edemediği tek rakam Birden ikiye geçemez iken zaman Yine yalnız yine bir başına Öfkesi bastırılmış Sevdasıydı bir kez köşeye sıkıştırılmış. Dinmedi rüzgâr Dağılamadı gitti şu kıdemli efkâr, Demek olası değildi aslında Saklı ümitler Kucağında iken sırlı gecenin. Döngü yine yeniden Devam etseydi keşke kaldığı yerden dönmeye Bir eksik bir fazla Kadındı sırrın adı Sevdaydı artık sakındığı Sevmekse yeniden Son bir kelime duyuldu derinden Fısıldarken adını bilinmezliğin Aynı nakarattı çalınan kulağına Çalıntı hayatından kalan son imge. |
Özlem Demirkaya &*.*&