YAYLA GÜNLERİMor dağın tepesinde bütün haşmetiyle durur, Mavi gelinliğiyle göl, Nasıl da kibirli, nasıl da mağrur. Ürperir zaman zaman yayla rüzgarlarından, Titrek çalkantıları kıyıya vurur. Seher vakti çil horozun avazı, Başlatır yeni günü bilinen bozlağıyla. Duman duman gökyüzüne süzülür, Alçak gönüllü obalarda ocakların efkârı. Uyanır yavaş yavaş, ağaçlar, çiçekler, kuşlar. İnsanlar da uyanır, Biten yorgun bir gecenin derin uykularından. Bazen de, Aniden bir sis çöker yaylaya, Bilinmez nerelerden. Gözleri buğulanır yüce dağların. Gümüş renkli parıltılar göz kırpar, Yükseklerden dökülen şelalelerden. Şebnem düşer çiçeklerin üstüne, Gözyaşları süzülür, yabani lalelerden. Sarışın yaz güneşi görünür aralarda, Buluttan perdesini hafifçe aralar da, Okşar yanaklarını yayla çocuklarının. Adamakıllı bir sevda yeşermektedir, Hülyasında delikanlının. Çatlamış dudaklarında sevda türküleri, Yaylanın kırlarında çiçekler dermektedir. Kor gibi yakar yüreğini, Aşı boyalı obanın bir fettan kızı. Zeytin karası gözleriyle, süzgün bakışlarıyla, Ellerinde kına, ağzında yayla sakızı, Güzeller güzeli bir kızı sevmektedir. Yaylada nöbet tutar, başı dumanlı dağlar, Mavi göl, yeşil doğa, sarışın kızgın güneş, Kah gülümser sevdaya, kah için için ağlar |
Mavi göl, yeşil doğa, sarışın kızgın güneş,
Kah gülümser sevdaya, kah için için ağlar
sayın üstadım bu satırlarda bilhassa çarpıldım.. ben denizci torunuyum , yayla görmedim fakat sizin şiirinizde yaylayı yaşadım.. elinize sağlık