ENGİN GÖNLÜN TEK MALİKİ...
Yıllardan hüzün
Mevsimlerden hazan Yazgımın rüzgârı değiştirdi seyrini yine Mutlak bir gölgenin dibinde Karanlığa karıştı umutlar. Bilip bilmediğim ne çok şey Ne çok insan Çekmişken elini eteğini. Bak döktüm eteğimdeki taşları Doğduğum gün kadar masum olmak Tek dileğim. Karışmamak karanlığa Hala o çocuk yanım Bağırırken avaz avaz Külfeti ağırmış be dostum, büyümenin Renklerden en çok beyazı sevdim. Hislerimi aldırmalıydım ilk hissettiğimde Hani büyüyüp de çıktığım o yolda Ve kendimle ilk yalnız kaldığımda. Ürkünç ya da korkak Tınısı bile farklı Hele ki ritmi aralıksız devinirken Peyder pey çalınırken ömründen. Ötelenmiş benliğimin kalan yarınsında O dehşetengiz karanlık koyulturken düşlerimi. Avaz avaz bağırmak tek dileğim Yakıp yıkmak gidenlerin ardından. Saf tuttuğum mezarlık Dün gömdüğüm ölü düşlerim. Yarına nispet edercesine Çağırırken uzaklardan Dost bellediğim. Son bir izlek senden arda kalan Tut ki kıyısındayım O hengâmede tırnaklarımla kazdığım Depresif nice yılgı Kademelerden mükellef Debelenirken ayağımın altında Aşamadığım her tümsek. Reva görülmüş madem kabulüm, Niyazında şu kademeli ömrün Nüansı çalınırken uzaklardan İç içe geçmiş pejmürde kılıfları ile Nice yalan. Yine yeniden demek olsa Keşke tek marifet. Bilmemeyi yeğlerdim doğrusu Yüz yüze geldiğim onca sanrıya Okuduğum ilk ve son lanet. Ömrün ikinci yarısı addettiğim günün Yıl dönümü bu gün. Son bildiğim acıların Nezdinde verilirken nice hüküm Peyder pey eliyorum ayrık otlarını Günlerden hüzün Nice donatı gönül bahçemde Dokunmaya dahi kıyamadığım boynu bükük O pembe gülün. Bazen külfet bazen derinlerde saklı Bin bir imge Gecenin sonunda ya da ortasında ömrün Boş bir çember ellerim pergel Sığamazken içine Sığdıramadığın bir tek hece Telaffuzu yürekte saklı Ellerim uzanmışken gök kubbeye. Mecali yeter mi kulun devinirken Sığındığım engin gönlün tek maliki. |