Atlı Karınca’nın Not Defterinden
-Vey diyenler Şeyyyy derler mi Hayycecan!?-
Öff be öfff amma da tozutuyordum Hayalimi süsleyen bir atım vardı eskiden Önden bakana alageyik, yandan bakana kayık Arkadan bakana Alacahöyük gibi görünürdü Yılkıları gör, onu gör, Arap atlarından kırk gömlek üstündü Yumuluşu tıpkı bir kirpi gibiydi Önden geleni şahin gibi kapar, arkadan geleni teper Öne devrilsem kafasını yastık yapardı Göğsüme yaslardı uysal başını Arkaya devrilsem kuyruğunu yastık yapar Sırtıma dayardı Hele bir şahlanışını görseydiniz…! Eleğimsağma Tıpkı bir keklik gibiydi iniş aşağı süzülürken Ön ayakları uzar da uzardı Arka ayaklarını yapıştırırdı sağrısına Yokuş yukarı tavşan gibi atılırken Arka ayaklarını gererdi bir yay gibi Ön ayaklarının arasında görürdünüz başını Ne zaman sırtına binsem, bey olurdu Sağrısını okşardım güneş doğarken Göz göze gelsek, gözlerinden öperdim Onu bir görebilseydiniz keşke Onunla çok değişti makûs kaderim Düşleri süsleyen bir atım vardı altımda Ben ona Hayycecan derdim Ses ver sesime Hayycecan Kayan yıldızlarda gibiyim bak şimdi Oysa bir gölgem var yeryüzünde fark etmesen de Sabahtan akşama kadar sana kurulan Akşamdan sabaha kadar da bana kırılan Düşlerime yazı ol, yoldaşım ol, yol boyunca Ses ver sesime Hayycecan Dün gece de titriyordu idarenin ışığı mekânında Boğuktu, yalpalıyordu huzmesi Can çekişiyordu ulaşmadan tavana Yel estikçe çınardan yapraklar düşüyordu Karşı tepedeki zeytin ağaçları üşüyordu Dün gece keşke olabilseydim aklımın peşinde Yağı olsaydım, idarenin Fitilinde raks eden alev olsaydım Anlardın yıldızların neden kaydığını Şinanay sana neler söyledi dün gece Eset, Seretan ve Sünbüle sana neler fısıldadı Anlat bana Söyle Hayycecan Huzmeler maziye mi daldırdılar, ikbale mi? Yoksa körebe oyununa benzeyen halden mi dem vurdular? İçine atıp gazel olma, dışına at güzel ol Hayycecan Es geçelim korkulara, şafaklar sökülecek biz dökmesek Seferber edelim tüm hayatı, hayati harp hazırlığına Lakin düello yok bizim fıtratımızda bilirsin Düşlerimiz olsa da düşmeyiz biz bize Kaybettiklerimiz bizim, unutma Korkma korktukça üstüne gelir korkuttuklarımız Huzmeler sana neler anlattı titrek titrek Düşlerin aynasıdır umut. Olmazsa olmaz Hayycecan Çok şeyler bekliyorum demlediğin bahtımdan Yıllar yılı düşe yazdım, düş gördüm düşeyazdım İstediler, istedik lakin biz bize düşmedik Caymadım, pes etmedim Vey dedim şeyyyy demedim Dertlerinden başka dertle inlemedim Kartpostallık pranga gibi aklımda, vazgeçmedim ahtımdan Düşlerin aynasıdır umut. Olmazsa olmaz Hayycecan Kararsızım! Duraksızım! Düşlerim de olmasa Hayycecan İndim kayan yıldızlardan, bak işte yeryüzündeyim Sen mezarın eşiğindeydin, bense düşlerin beşiğinde Dağdan bağ nasıl çıkarmış onun derdindeydin Bense çağ kapatıp çağ açanların yurdundaydım Ardahan’dan Karabağ’a, Şehriyar’ın şeherinden Kandahar’a Buhara’dan Taşkent’e giderken hüzündeyim Kerkük’te, Telafer’de, Halep’te, Türkistan’da, Kırım’da Kafkaslar’da, Balkanlar’da, velhasılı senin ayak bastığın her yerde Viran olmuş hanları, kervansarayları, hamamları gördükçe Yüreğim kan ağlıyor Hayycecan, gardaşlarıma zulme tanık oldukça Karar sızım! Durak sızım! Düşlerim de olmasa Hayycecan ben çok yalnızım Caymayalım, pes etmeyelim Vey diyelim şeyyyy demeyelim Dertlerinden başka dertle inlemeyelim Atların asilliğine ant olsun ki Üç ayağı sekili Hayycecanları Vey ırmağında sulayıncaya kadar Dur durak bilmeyelim Vey diyenler Şeyyyy derler mi Hayycecan!? Celil ÇINKIR - DELİBAL |
Şiirinizi, önce okudum sonra dinledim.
İyi betimlenmiş, zevkle okunan güzel bir şiire imza atmışsınız.
Hayrunisa Hanım da güzel yorumlamış. Her ikinizi de gönülden kutluyorum.
Sağlıcakla...