duyuyor musun
ne yapayım böyle dönüyor dünya
böyle tekerlek cilalayıcıların çığırtkanlığında zincirleri böyle bağlıyorlar: hiyerarşi çamurdan çömlek de olabilir lakin balçık, çürümüş pelte böyle tekerlek cilalayıcıların çığırtkanlığında karanfiller düşüyor toprağa ekmek kirli bir azığa insan uçurum gibi yazığa dönüyor ne yapayım böyle dönüyor dünya zincirleri böyle bağlıyorlar: hiyerarşi gönüller fukara, gönüller anarşi başını bahşiş eylemiş kimi kimi kör topal düzen kölesi askısında ikiyüzlü bir dolap dönüyor ne yapayım böyle dönüyor dünya çamurdan çömlek de olabilir çamur ki insan tozu su... toprak... olduğumuz... olacağımız çömlekler kalp güzergahında nevi dönüyor ne yapayım böyle dönüyor dünya lakin yıldızlar, kazan kaldırmadı hiç karanlığa esarete ne kadar karanlıksa o kadar çoğaldılar... kesret paçalarımızdan çeken o korkuluklara nispet karanfiller de açtı kaç kucak yeryüzünü boğan tellallara inat lal değil dönüyor her şey güzel olana balçık, çürümüş pelte heyhat ki pelte de mahkum çürümeye balçık, çürümüş pelte dönüşüyor arıya sazlıklarda ümitli şarkılar söyleniyor duyuyor musun |
asıl duymak odur