MİNERVA"" Bu kaçıncı Hâşir bendeki Bedenimden soyduğun İstırahâtgâhından kovduğun Bu kaçınçı mevtâ "" Aşk dediğin nedir ki Yâr Ben başımı Sodom’un tûfân-ı sayhâsına Ve Taş sağanağına tutmuşum Her’gün’âhsız Senden olmayanlarımı dirhem dirhem satmışım Mısır’ın köle pazarında Bîlâbedel Menfaatsiz Yusuf’un gömleğinden kopan nedir ki Yâr Züleyha’nın avuç arasını dolduran Ben Şakk- ı Sadr ile saklamışım Sıvamışım seni en’derûnuma En anayasalsız En kuralsız Hüdhüd’ün ayağına bağlanan muştu nedir ki Yâr Her hecemi hacer eleyip Doldurarak eline eteğine Recme nâzır tuttum bedenimi Vuslâtsız Öyle kalender bilme beni Öyle dört başı âbâd Öyle bîgâm Öyle şâdân Her kelimeni tırnaklarımla kerttiğim Bir mezar taşı uyur başucumda Her gün batımı Semâya duran eteklerime üflenen Sûfî bir Ney’le Muştular bana Leylet’ül Arûs’u Alnımın rahlesinde Abdestsiz dokunmadığım Hatim hatim adın "İkra" Bir yanımı Bastığın yollara tûrâb eyledim Kalanımı Bergüzâr belleyip senden Mukaddesâtım gibi tenime çiviledim Öyle hümây bilme beni Öyle hürây Öyle beşûş Öyle dîlfirûz Öyle dîlrûba Öyle işte Dîlyâr |