Göbek Bağı
Her zaman olduğu gibi, elbette bazı şeyler eksik
Münezzeh bir ölüm gibi elbette Ne olur ne olmaz diye Rüyalarımın altına sakladığım birkaç samimi itiraf Ve biraz pörsümüş dünler Gişe derdinde hasılatlarım İşte hepsi yırtık bir fırtınaya sarılı Sizler geldiğinde açılacaklar kendiliğinden 3-2-1 Yayındayız! Eski bir sevdiğimden ödünç aldım heyecanımı Daha iyi anlamak için basite indirgiyorum sevinçlerimi Anımsayın! Gözlerimle fısıldamıştım bir keresinde Yani ocakta demlenen ıhlamur ağacı Birkaç dilsiz duvar Evet, aç değilim. Bak şimdi, umutları kaybetme numarası! Hangi avucumda yalanlarım? Belki de büyülerin asıl düşmanıdır bu sabahlar… - Buralarda yazıp sildim onlarca kez- - Buralarda yazıp sildim onlarca kez- Çünkü öldür dedim imgeme- acıma! Yok et o bazı sözcükleri – gelme vicdana! Dinleselerdi beni, daha bir severdi hayat beni. Ütüsüz bir kaderle çıkmaktan da hiç gocunmadım ayrıca Zaten düzeltsem de buruşuyor yalnızlığım Ölmeyi unutmayayım diye bir ip bağlıyorum parmağıma Sürekli soruyorlar : “nereniz ağrıyor?” Çığlıklarım – en güzel çığlıklarım Her göç bir zayii – ama asla solmayan! Ben aslında şiir yazarken hiç gülmem Her sözcük yazılmadan önce masumdur- masumiyet karinesi- Yine de bazı tebessümler arsızdır Değişen bir şey yok – hep dağınık hep dağınık Tecil edilmiş sevişmeler – gün sayan suskunluklarım -İşte tam burada unutuyorum bazı şeyleri- Bir gecemi daha kurban ediyorum, tükettiğim zamanlara. Biraz kavun kokusu, neyse ki uçurum küs bana. Teşekküre mahal yok, herkese yeter kamburumdaki anlamlar. Ne hayta bu sokak, bu masa ve bu kuşlar. Ki sen, ki sen de, ki sizler de Madem ki gülümsediniz, Biraz da ötede duran hayatların göbek bağını keselim… - Burada durup düşünüyorum, bazı benlerimi- Oktay Coşar |