ÇOCUKLUĞUMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Peri’yle çocukluğumuz üzerine konuştuklarımızdan oluşan bir anlatım, biraz şiir tadında sizin için.Bizim için de de sohbet havasındaydı...Sağ ol Peri...
Anne sesi, aile neşesi, baba güvencesiyle Elimde bir odun okulun yolunu tutarken kara önlüğümle Beyaz yakam kadar güzeldi düşlerim Gülüşlerim ise bir bülbül neşesiyle Odun ateşinde pişirirdik sevgimizi Teneke sobalar üzerinde tüterdi duygular Naylon çarıklar içinde hissetmezdik Ayağımızın ağrıyan yanlarını Akşam ezanına kadar kovalarken birbirimizi Satılmazdı bakkalımızda ne sebze ne de ekmek Acıktığımızda komşunun bahçesinden aşırırdık Hırsızlık değildi karnımızı doyurmak Tandır başlarına gittiğimizde Aç mısın, diye sorulmadan Sıcacık ekmeklere salçalar sürülürdü Ve üstüne başımız okşanır, sevgiyle uğurlanırdık oyunlara Alınlarından ak ter akardı çocukluğumdaki insanlarımın Uğramazdı akıllarına kötülük hiç Hatta televizyon da yoktu o vakit evlerimizde Tüm hayallerimiz masal anasının anlattığı kadardı Kötüler de bir tek o masallarda vardı Irmakta yıkanırdı esvaplarımız sobanın külüyle Çoğu zaman gaz lambasının ışığında öğrenirdik hayatı Tezek kokardı köyümüz, tanırdık bir de tütün kolonyasını Tüm insanlar gibi hayvanlar da dosttu o vakit birbirlerine Bir peri masalı değildi, çocukluğumdu bu anlattığım Öküz sabandan kaçmazdı, komşu komşudan Kapılarımızda kilit bile yoktu, sürgülerdik ardından Randevu verilmezdi, çat kapıydı dostluklar Kavgalar etsek de çocuk yüreğimizle kin tutmadan Okul sonrası hayvanları otlatmaya götürürdük Hiç utanmazdık çoban olmaktan, zeytin toplamaktan, tütün saplayıp pamuğa gitmekten Ve kibir hiç uğramamıştı bize çocukluğumuzdan Bayramlar, bayram sevinciyle karşılanırdı ve büyükler kocaman Elleri öpülecek insanlardı anlıyorum sonradan Yalancıktan değil herkes sevgiyle kucaklaşırdı Aşınmazdı dudağımız öperken o ellerden Paranın alacağı hiçbir şey yoktu köyümüzde Söz senetti ve en büyük günahtı yalancılık Hiç kimse unutmazdı verdiği sözü “Söz namustur.” denirdi budur insanın özü Gocunmazdık küçülen elbiselerimizi paylaşmaktan Utanırdık tek başımıza yediğimiz lokmadan Nemiz varsa üleşirdik saklamazdık birbirimizden Eşek en büyük dostumuzdu Hem çekerdi yükümüzü hem bölüşürdük ekmeğimizi Gülümserdi tüm hayvanlar gibi sevgiyle Tembellik nedir bilmezdi onlar da bizim gibi Tellal çığırırdı köydeki her eğlenceyi Davet beklemezdi kimse davulun sesinden gayrı Nesi varsa takardı yoksa hiçbir şeyi Sıkıca sarılırdı kendi düğünüymüş gibi Kara önlükler içinde ak çocuklar yetiştirirdi öğretmenlerimiz Silgilerimiz iple boyunlarımıza bağlıydı Biz de öyle öğretmenlerimize Marşlar okurduk sokaklarda yürürken Ağlamak nedir bilmezdik sevgiyle büyürken Sınırları yoktu düşlerimizin Korku nedir bilmezdik rüyalarımızda bile Ve gülerek uyanırdık daima uykularımızdan Ne büyük insanlarmışız biz çocukken 18.06.2015-İstanbul |
hep çocuk kalmak isterdim
sonra çocukluğumun elini bıraktı ilkten babam
bisikletimi duvarına yasladım
pamuk şekerin bulutlardan
olmadığını öğrendim
sevdiklerimi rüzgarlardan saklayamadım
uçup gittiler uçurtma misali
Şiirinize gelince aldı götürdü beni çocukluğuma kaldım öylesine korunmasız sözcüklerin altında ...
yüreğiniz var olsun şair çok çok güzeldi ...
meltem kınıc tarafından 6/21/2015 4:30:57 PM zamanında düzenlenmiştir.