Bu sabah yine
Bu sabah yine
perdeleri açtım sonuna kadar her sabah olduğu gibi perdeleri açtım baktım sokağa gözüm telefonda ama bakacağım her zamanki yerinde mi çiçek satan ihtiyar esmer yağız belli ki gençliğinde can yakacak kadar yakışıklıymış severdim esmerleri babama benzedikleri için gözüm telefonda belki bir not bırakmışsındır tele sekretere uyumadım bütün gece seni hayal ettim dedim ki kendime hadi inkar etme gece gündüz düşündüğün o kendimi kandırıp onu düşünmediğimi tembihliyorum aklıma aklım hep ondayken hiç kanar mı gözüm telefonda belki bir bir not bırakmıştır biri o biri kimse belki güneş vurmuştur penceresine akşamdan biriken yağmur parlıyordur belki bir kuş konmuştur penceresine bir kuş su içiyordur gözüm aklım telefonda umut işte belki yarın hava açar aşağı inerim bakarken bakarken sokağa sanki beni gördü ihtiyar bir fincan süt kaynatıp götürsem ya da bir bardak çay nasıl makbule geçer lakin vakur inatçı ama olmaz şimdi çiçek vermeye kalkar almasam olmaz gücenir para da almaz ya temiz pak ta hani nerdeyse iyi giyimli diyeceğim de geçenlerde farkettim uzun süre bakmış olacağım ki yanakları kızardı soğuktandı ama bu kez bakışlarını yere indirdi ne kadar gizlese de giysilerinde bir ezilmişlik bir güceniş zedeleniş bir kayboluş yani sanki utanç diyeceğim göz göze gelmedik hiç yine bir haftadır yok/tu/sun yine her sabah perdeleri açıyorum pencerene ardından sokağa bakıyorum bir gözüm de telefonda bu adam ne yer ne içer senin umrunda değil belki haftaya gelirsin ihtiyardan bir buket çiçek alırsın belki haftada bir olsun karnı doyar şimdilik pencerende su içen kuş ve haftada bir olsa da bana aldığın çiçeklerden midesine sıcak bir çorba giren o sevimli ihtiyar ruhumdaki doygunluğun sebebi telefonla da aramadın bu aralar aklım fikrim gözüm telefonda belki bir not bırakmışsındır sevgilim demişsindir yalanlar söylemişsindir olsun seni bağışlıyorum yalancı 31/oCak/2012/Salı/Bodrum |
Gıpta ve imrenle
Yüreğinize sağlık efendim.
Hep yazın e mi?