49 MISRA
Yine hayali bir güvertenin ortasında baş başayız senle
Varabileceğimiz bir zaman var karşımızda Bir hayale yetişmeye çalışıyoruz Mücevher dolu sandıklarla süslü kirpiklerinin uçlarına dokunuyorsun Dur yapma, açma sandıkları, ellerim ne güne duruyor Fakat kusura bakma incitirsem kirpiklerini, özür dileyemem Ya bir koşu ay ışığı toplarım ya da iki mısra yazarım, anlarsın Gözlerin mi doldu senin? Dolduysa sevinirim, yazlarım kurak geçmeyecek Zarifsin hem de çok zarif Farkında mısın? Nedense bu akşam yine seviştik senle Ve ben bu akşam nedense yeniden hortladım Zaten seni öpen adam on sene gençleşir Zaten senin teninde kanatlanan kelebek kokuları var Meğer ne güzellikler varmış omzunla boynun arasında Bana sorarsan, sen diyebilirsin kendini kastederek bana Ha sen ha ben Öylesine ince düşünmeliyim ki seni, Sen bana öyle derken saatler nehre dökmeli dakikalarını Ve seni kucaklayıp havaya atmalıyım o sırada Sen ise yanakları sıkılası bir kız çocuğu olup Kahkahayı basmalısın göğe doğru kucağımda Eminim ki daha iyi besteler var ipek süslemeli kılıfında Banka oturup akşama kadar dinlediğin Şarkılarda neymiş seninkilerin yanında Üzüntüleri uzağa gömmüş ellerinle yazıyorsun onları Ben dinliyorum, sonra Hesapsız bir cinayete karışmışım gibi Hapis ediyor beni sana bir hakim Ve yanındayım. Bir hikaye bulmalıyım sana dair bu akşam Bulmalıyım ve kazımalıyım seni kireçli mağara duvarlarına Kurması kolay olmayan düşler gibi bir şeyler bulmalıyım Mesela seni kapıp kaçmalıyım Gökdelenlerin arasından bir serseri gibi Yahut gül suyu damlatmalıyım şah damarımdan saçlarına Ve sen her mısram da aramalısın kendine dair bir şeyler. Çığlıklar arasında söylemelisin aşkı kimsesizler dergahında. Açıkçası bir saçmalık var bugünlerde Bakınca görünmeyen, görününce anlaşılmayan sende Her saliseye rest çeker gibi duran yanakların. Bir seneye yok olacakmış gibi yazdıkların. Camdaki buğuda aramakta güzeldi seni fakat her sabah “Edebiyat dostumuz, şiir kendimiz” mısrasını hatırlatmalısın bana Bende tekrar hatırlatmalıyım şiir dünyasına Şiir gelinini. Kasvete sabır gösterircesine yuvarlanıp giderken kalemim masanın üstünde Kulağıma bir fısıltı dahi değmeden ayaklanıyorsun birden Curcuna çıkmadan anlıyorum neyse ki kabahatimi Seviyorum seni. F.A |