Ardımız sıra,
Yakıp geçerken mavi boğaz geçidini,
İkindi güneşi.
Ortada salınan iki ayak, iki kol.
Kıyıda ,
Düşte düşü gördürecek,
Aşka giden yol.
Bir şehir,
Bir ay ışığı
Bir müjdeci.
Seneler seneler önce söylenen,
Anlımızın çatını deşen,
Gökten düşen ilk ve son yağmur taneleri.


Ardımız sıra,
Kavururken göğsümüzü,
Gökte süzülen kelebekler.
Yerde açılan pencereler.
Zerre zerre yanıp tutuşan
Biçare yürekler
Bir meşk hikayesi sayfasında,
Bekliyor seni
Ve güzergahından şaşmayan gemiyi.

"Uzaklık 99
Çaba …
Lazım …
İki pencereli hoş oda da,
Ve bahara hasret kara parçalarında,
Ümitli insanların cesurane sevişmelerinin,
Yankısı,
O berrak kum tanelerine işlenen,
Aşkın sırrında."

Beklemeye lüzum var mı,
Haydi!
Yelken açıp,
Aşalım denizi.
Miğfersiz canlarımız ile,
Biri bir çıkalım göğe.