SELAM YAD ELLERİNEAt gitsin derdi gamı, kur gönlüne tuzak ta; Açıl, sarıl, sarmalan doğanın kollarına… Orda bir köy vardı ya, gurbetten çok uzakta; Bu bahar kavuştum ben, köyümün yollarına… Yeşerirken yamaçlar, canım öyle çekiyor… Gitmesem ya kalmasam, köy benlikten çıkıyor! Görmesem dağlarını, içime gam çöküyor; Gönlüm düşüyor birden, çocukluk yıllarına… Yavrularla el ele, gezinirken kırlarda… Koyaklarda gelinlik gibi duran karlarda! Tertemiz hem dupduru kıvrılan akarlarda; Tutkunum, suyu öpen söğüdün dallarına… İğdeler çiçek açmış, dalları yere değmiş… Asmalar saygısından başını nasıl eğmiş! Doğru sözmüş bir nefes, padişahlıktan yeğmiş; Vah ki, ne vah hayatı, tatmayan kullarına… Menekşe, lale, sümbül, nasıl da rengârenkler! Her şey baharda güzel, doğada bol ahenkler… Kırmızı, pembe, beyaz, hem daha nice renkler; Meftunum her gün açan, doyumsuz güllerine… Köylüler bulgur döver köyün soku taşında! Çocuklar cıvıl, cıvıl, hayatın akışında… Gençler sohbet ediyor, pınarların başında; Ana sütü gibi ak, hayranım dillerine… Arılar vızır, vızır, ballarını taşıyor… Mini, mini oğlaklar, kürk altında üşüyor! Zaman gelip geçiyor, aklım şehre düşüyor; Bir daha ki bahara, selam yâd ellerine… Antalya-2015/05 |