Bayrammış MeğerAylardır açılmayan kapımın tokmağı Silkeledikçe beni Şaşkın telaşlarım yumrukluyordu yalnızlığımın çeperini Kapı mı? Benim mi? Kim? Nasıl? soruları Üstümden sildi hüznün ağırlığını Koştum, yüreğim önde, vücudum bastonumun peşinde Ve onun gibi titrek umutlarla Açtım kapıyı Güneşe …. Kamaştı gözlerim, titredi ellerim Ve bir şey oturdu üstüne nefesimin Sevincim vurdu tavana … Bir çift el uzandı “ anneanne” diyerek Bir çift göz baktı gülümseyerek Özlemim bir busenin ucunda yanıp yok olurken Zembilinden indiremediğim umutlar yüreğime aktı Durgun suya düşen su misali yayıldı benliğime Sardı sarmaladı …. Derin bir sarhoşluğun içine attı Ama ne meyhaneci vardı… Ne mey şişeleri Yalnızca bir saki dolaşıyordu etrafımda Dokunsam incinecek Baksam içini göreceğim Duyuyordum yüreğindeki çırpınışları Dinliyordum o efsunkar nefes alışları Şarap akıyordu kirpiklerinin ucundan Parmakları rüzgara yelken açmış gibi Taşıyordu beni alemden aleme Allahım ne olurdu “ Bayram” deseydin her güne Kalsaydım bu sarhoşluğun içinde Dibe vursaydım… Yalnızlığın yerine Perihan Dirican |