Haziran'a dört kalaaylardan haziran’a dört kala sevgilim tam köküne kadar içimin rh negatif bir düş basıyorum bu gece . . kekik kokulu bir sabah azınlık yanımda beslediğim sen fotograflarına tuzlu su katıp katıp özleme nöbetlerim seni dallarına , hiç kuramadığım çocukluğumda ki salıncak içime sinmiş kuşlar sırtıma yapışan çam kozalakları kitap arasında kurutulmuş kelebek cesetleri ve henüz canlıyken otopsi masasında unuttuğun bir kadın bedeni hiç okunmayan bir gazetenin en alt küpüründe bir ömür boyu biriktirmeyi göze aldığım umut oysa biliyormusun ilk önce inancımdı ölen seninle belki sonra yavaş yavaş aşk en zoru en güçsüzü en meşakkatlisi en acısı hatta en dibi ve sonra hatırlıyorum ölmeden hemen önceydi tam o yumuşak başlı bulutun üstüne bağdaş kurmuş otururken tam elimde bir papatyanın sarısı tam seviyormu ,sövüyormu diye yolarken yapraklarını tam da ham bir düşü dişlerken içimde ki çocuğun sütten yeni kesilmiş azılı düşleri bulutlardan sorumlu rad’ın dudağına yerleşen keskin nefesiyle böldün içimi orta yerinden oysa biraz daha sevseydin keşke beni daha güneşi bir omuzuna ay’ı bir omuzuna yaslayıp fotoğrafımızı çekecektim birlikte . . . şimdi lütfen kutsal kitabı okur gibi oku beni geçmiş ö l s ü n seviyorum seni gözlerinin nakışından öperim sevgilim . . |