Duvar/Kadın
Mum ışığı rengindeki silüetlere gölgesi düştü gecenin
Tan yeri ağarmadı henüz Son vapur limanda son düdüğünü çalana değin Elinde beyaz mendilli kadınlar beklemeye koyuldu Kiminin geldi beklediği Kimi başı önünde Sildi gözyaşlarını... Beklendiğini bilmiyordu kimi beklenen Ve kimisi de asla dönmüyordu gittiği yerden... Kadınlar umutsuz Kadınlar ağlıyordu Kabullenmesi zor bir gerçek çarparken yüzlere Dünya’nın haliydi bu... Neden bahşedilirdi ki haketmeyene Hiç hakkı olamayan mutlululuklar? Hesap sorulacak tüm makamlar Işıklarını söndürüyordu Hayattı işte Çivisi yoktu Çaresiz kadınlar çaresiz bekleyişlerde Ağlıyordu... Öznesi kaybolan cümleler Yerini yalnız yükleme bıraktı sonra Aslı olmayan hayaller utanç duydu Mateme bürünen yas evinde Bir türlü kırkıncı gün gelmiyordu. Ve sonra duvarlar vardı Akşam olduğu vakit Yürümeye başlıyordu Korku bilinen her seramoniyle Çığlıklar atıyordu umarsız Īnsanın içini yakan alevler türüyordu... Çeyiz sandıkları açıldı sonra Īçinden naftalin kokulu işlemeler saçıldı Kangren olmuş bir ömür Kurtulamadı ihanetten Olmuyorsa olmuyordu Gülmedi mi lanet olası kader Gülmüyordu! Kadın sonuncu umuduyla derin bir uykuya daldı Bir gün daha böylece son bulurken Ne dünü arattı bugün Ne farkı kaldı dünden... |
.................................................... Saygı ve selamlar..