cambridge diploması
içimdeki sesi kaybettiğim anlarımda var
tarihin unuttuğu çarçur edilmiş onca hikayeden birisi daha işte. yazarken plan yapmayan mühendisler gibi mesleğine ihanet eden ve ihanet ederken keyif alan kötürüm bir koca, yani öyle nadir bulunan türlerden mekteplerde öğretilmeyen şeylerin peşinden koşmak bir çizgi çekip ömrüne hafife almak onca dert ve kederi kurak mevsimlerin üzerine üzerine geldiği ovada ki vahalarda kar taneleri yeni yetme rüyaları mavi kuşların turuncu tüylerinde bulduğun avuntular mı desem? bir sebebi olmalı kendisine insanın kendisini aşamamış hırsların bol olduğu sokak pazarlarında tezgaha düşen nice şamiller bir sen misin yâni hayalleri olan? elmasların taşlardan farkı; nadirliğindedir sık bulunan ortamların müdavimi olmadan görmek istemediğin gerçekler var. sarılmadığın korkular peşini bırakmayan gölgelerin elinde şemsiyesi, kaçınılmaz fırtınalara rastlayan gemiler gibi sonunu beklemediğin gişe filmleri; hayal kırıklarıyla dolu ucuz yönetmenlerin alkışlanan senaryosu kıt çerçöp eserleri seyircisini bulamayan yalnızlık hikayelerinde adı geçen nice bilinmez isimlerin bir farkı olacak elbette! sen hiç göremesende. ışıldar yıldızlar. var onlardan yani; galaksilerarası yolculuklarda hayran hayran dolaşan serin gözler gibi. kırpışan kerpiçlerinin döküldüğü eski evlerin kalplere yontunan asma balkonlarının hatırına. 25.05.2015 |
"bir sebebi olmalı
kendisine insanın" şuralarda derken..bir yerde uzunca durdum.. küt diye.
hikayesi olan herşey kıymetlidir.
severek okuduk,saygılar efendim..