Ve ben artık üşümüyorum kendi yalnızlığımı yaktığım içinkışları üşür çocukluğum dallarında rüzgar gülü serçe ürkekliğinde yağar kar taneleri kapısı aralık kalan anıların arasından ve ben üşürüm beklediğin ben olmalıyım belkide bir avuç kiraz çiçeğine saklı kalan kış kokulu ayazdan ertelediğin sevdaların kırgınlıklarıdır seni bu denli sessiz bırakan kış gibi kim bilir kaçıncı mevsimin zamansız ölümüdür kış nakış nakış ayrılık işli sevda gibi ve ben her kış üşürüm ağlama buz tutar döktüğün göz yaşları yanaklarına değmeden donar dudaklarına tuzum yapışır ıslak ıslak saçlarında açan kır menekşesi gibidir ayaz yazdan kalma solgun sevdalar ürker ve ben üşürüm dizleri yara bere içinde kanayan yarmaz afacanlar çığlık çığlığa ellerinde sapan başlarında kasket buz sarkıtları teneke barakadan sarkar anılarımda ve doyasıya kar avuçlar moraran elleri yürekleri sımsıcak ilk bahar nefesi yazdan arta kalan düşlere benzer gamzeli tebessümleri işte bir kış daha soluklandım senin kış kokulu şiirinde ve binlerce çocuk gülümsedi hepsi bana birazda sana benziyor ve ben artık üşümüyorum kendi yalnızlığımı yaktığım için Mahmudiye Düzkaya |
Kutluyorum kalemini
__________________________________________________Selamlar