DURUŞUN YETER
Mertliğine sözler yetmez be gülüm
Topuğunla yeri, vuruşun yeter Seni anlatmalar, bitmez be gülüm Tepeden tırnağa, duruşun yeter. Tebessümün dersen, ar üstüne ar Yüzün nurdan da ak, kar üstüne kar Yeri delip geçen, asaletin var Sadabad’da gerdan, kırışın yeter. Çarşıda eteğin, evinde fistan Arap güzelliğin, dillere destan Helal olsun sana, bütün bedestan Takıp takıştırıp, sürüşün yeter. Beni deli eden, işve, nazınla Şöyle alttan süzen, ela gözünle Kimseyi kırmayan, güzel sözünle Tatlı dillerinle, soruşun yeter, Yalnız benim için, donanır mısın Bilmem ki el içinde, kınanır mısın Seni sevdin desem, inanır mısın Beni kan ter eden, yoruşun yeter. Sırtında yayılıp, orda yerleşen Bir mısır püskülü gibi gürleşen Bir atlas misali, omzuna düşen Saçını toplayıp, örüşün yeter. Necati güneşe, dur dedi doğma Dedi Güneş’ine, yeter ki kovma Beni derdest edip, başından savma Beni kollarınla, sarışın yeter Asaletin yeter, duruşun yeter. Necati OCAKCI 20.05.2015 Antalya |