KAHVE OLSAM FİNCANINDA
Kahve olsam fincanında/ yudumlasan beni
Kahve bahane olurdu/ yudumlardım buseni Menfaat sevgili oldu/ şimdi değişti fincanlar Hatır gönül eskidenmiş/bunu bilmeyen ne anlar? Yürek dökülürdü fincana/ buğusunda cazibe Tüm yüreklerin attığı yer/ değil midir Kâbe? Kahve artık gelmiyor/ ne uzaktan yemenden Kokumuzu yitirdik biz/ konuşuyoruz ayrı dilden Ey sevgili, yükselirdi/ buram buram o kokun Zarif medeniyetini sildiler/kalmadı hassas dokun Lakin bizi değiştirseler de/ içten korunursa öz Bir ilhamla canlanıverir/ yürekten gelirse söz Yine doğarız küllerimizden/ sönmemiştir aslen köz Bize idrak ve yürek lazım/ hem basiretli bir çift göz Ey kahve edebiyat değil bu /sevgiliye duyulan özlem Seni candan can bildim/ hem ilaçsın, hem merhem Gel kokalım buram buram/ yine canlansın buğumuz Yine tevhide kalem sallarız/ canlanırsa ruhumuz Gönlüm doldu kahve ile/ içtim selam sevgiliye Bin yıllık kardeşlik varken/ şimdi ayrı düşmek niye? Hatırım olsun aç ellerini/kalbini ruhunu semaya Yine düşeceğiz yollarına/ sabır şükür edep hayâ Andım olsun içeceğiz /kırda bayırda bu kahveyi Fincan tabak aynı ruhta/ incitmeyiz kimi kimseyi Aşk adına hiçim ben/aşkım benim hiçliğimde Aşk âdemi yorar mı hiç? Benim aşkım kimliğimde Ey kahve ,farklı olsak ta diyarlarda/ bir hissiyat meşalesi Akkor yapar, tutuşturur yürekleri/ damla İslam şulesi Bilgi yüklen hak katında/ dinini yaşa aşk ile Gönül hâlesi inançla kurulur/ kahveden öte bağ ile Yusuf Erdoğan/ |