Kel-En-Bek
Susmuş bir yürek benzemez hiç bir şeye
Gözlerimiz yenik düşer uykudan daha derin bir gülüşe Hasret çöreklenir omzumuzun üzerine Üzgün bir arkadaştır o Öylece ayaklarını suya sokar Sanki Deniz benim gözyaşlarım... Serserilik onun ruhunda var Dahası da Bu gece aydınlanacak olmanın verdiği bir heyecan O karanlık odada terli günlerden sonra Bir mumun ziyaretine hazırlık Konuşmayan bir yürek derttir başa... Konuşturacak bir yürek var mıdır peki? Soruyorum Hayat sana... Sorma deme bana! Adı saklı bir hatıra Kurumuş gül gibi bekler kapında Hayal ötesi bir susuş bu Sanki yaşamaktan da Ölmekten de sonra keşfedilmiş yeni bir şey Ölüm ile yaşamayı birleştirince Ne çıkar ki ortaya? Araf ta durup bakmak mı dolunaya... Ben gitmedim ki odamdan bir adım uzağa.... Küçükken ben Kel-en-bek dermişim uzata uzata kelebeğe Sonra papatyaya pap pap yat ya dermişim mesela Gülümserken ağlamak ile sarılırken eskimeyen kedi gözlü yastığıma İçinde attığı bedene küsen depresyonlu bir kalp ile Daha ne kadar ölüm ile yaşam arasında savaşırım bilmem ama Çocukça düşünüp çocukça gülüyorum bu günlerde Ve önce kendime doğru söylüyorum artık Sonra da anneme.... Küsme yüreğim ne olur küsme bana Biliyorum çok kırdılar seni çok üzdüler de Ben de ister miydim hiç? Böyle olmasını... Cehennem gibi bir susuşla beni bana bırakma! Yalnızlıktan korkuyorum Hadi konuş Ses ver bir kere ismimi fısılda Fısılda soluğuma renk gelsin Göğüs kafesimin daralan kapısını arala.... |
Gözlerimiz yenik düşer uykudan daha derin bir gülüşe"
...
küçükken söylediğiniz kelimeleri size anlatandır oysa (sanırım bir annedir) tüm yalnızlıklara ve her şeye çare olan, iyi bak onun gözlerine ve yaşartmazsan eğer kendini göreceksin... tebrikler saygıyla...