Kırk Yıl Geçse
Aradan kırk yıl geçse, kırk sineği seçemez,
Gecelik âşıkların, dersi çok okulu yok. Öfke yüklü bakışın, muhabbeti içemez, Gönle giden yolların, parası yok pulu yok. Martaval gemisinde hem miço hem kaptansın, İbrişimden, atlastan eğirilmiş iptensin, Nereden toplamışlar, envai tür çöptensin, Arkasında kalanın ateşi yok külü yok. Seni adam sananlar bir delikten atmışlar, Endamını görünce sözlerini yutmuşlar, Çaresiz bizden diye baş üstünde tutmuşlar, Hesapların içinde, yetimi yok, dulu yok. Dün dediğin bayattır, bugünkü kökten yalan, Sayende meşrulaştı, zemin buldu her talan, Soyulan millet oldu, var mı geriye kalan, Ne insafsız hesaptır, yaradan yok kulu yok. Sarıldığın bedenler, üfürdüğün ocaktır, Bize yavan gelenler sana sıcak kucaktır, Bir elinde işaret diğerinde nacaktır, Akıldan fukaraysan, izahı yok yolu yok. Saltanat sarığında bir divane başım var, Atacak daha nice sözlerimle taşım var, Mazlumlara dökülen sicim gibi yaşım var, Bilinsin kahpeliğin sağı da yok solu yok, |
Atacak daha nice sözlerimle taşım var,
Mazlumlara dökülen sicim gibi yaşım var,
Bilinsin kahpeliğin sağı da yok solu yok,
Yüreğiniz sağlık hocam saygılar sunarım.