Ahmet Karadeniz
Sabahın sessiz saatlerinde
Her yer soğuk ve sisli Yürüyor bizim Ahmet Karadenizli Leş kokusu sarmış köşe başını Ortalık sessiz ve sakin Bir cinayet havası kaplamış Yolları lakin Tam yürümeye tempo veren Ahmet Karadenizli Konteynera takılır gözleri Müteveffa bir erkek eli Gözleri dolmuş buruk yüreği Ölüme sunulmuş aşk tadında viski kokan Sokaklara damlar devriye adamı Alır götürür Ahmet Karadenizli gibi masum adamı Haykırsa da sokaklarda masumluğunu Fark etmez takılan kelepçe duygusunu Dört duvar arası antipatik ve suskun Ahmet Karadenizli ölüyor bedeni yorgun Sessizlik kapı gıcırtısıyla bozulur Devriye adamı girer elinde odun Başlar Ahmet Karadenizli Suçsuzluğunu anlatmaya Engel olur konuşmasına devriye adamı Elindeki odunla Katilsin diye yankılanır duvarlar Vurur yüreğine devriye adamı Hırpalar Ahmet Karadenizli gibi bir adamı Sorgu odası öfkeli Korkuyor bizim Ahmet Karadenizli Yorgun düşen bedeni Anlatıyor yalan dolan sözleri Evet ben yaptım yeter Ben işledim cinayeti der Bizim Ahmet Karadenizli Devriye adamı bir kere daha hırpalar Masum Ahmet Karadenizli gibi bir adamı Ve masumluğuyla kapanır kalır Dört duvar arasında Ahmet Karadenizli gibi bir adamI bitirir bu devlet Sessizliğe bürünmüş karanlık oda’da Emre ATUN |