Bu Şehir
Güneş kusuyor damlarına şehrin
İşsiz kaldırımlar mart kedilerine peşkeş Kadavralarını aforoz da ölü seviciler Ümitleri kesildiğinde yarına çıkmaya Bedenleri bitlerle pazarlar bu şehir Tüter bacadan ter bulamaçlı hasretler Yaşlara bulanır ayva tüyü kınalı avuçlar Yürüyüşleri çalım satar günah şehrinde Berdelin fistanlı Kürt işçi kızları Fabrikada çakal uluması paydos ziliyle Şehir ki umudu sersefil kucaklayanınken Namlunun ucunda bir çift güvercin şimdi Çıplak ayaklı istasyonların kontesi yalnızlık Düşeş atarak beklerken gizlenen şafağı Her seferinde yekte karar kılar bu şehir Kaç kez ümidin ışıklarını söndürdü içinde Yaralı çocuk yüreklerin bilir misin? Kaç gebe karanlık doğurdu puslu sabahı Kırmızı ışıklara takılmış yalnızlıklarıyla Gururlanır doygun egosuyla bu şehir |