AĞIT
Selam edip bahçesinde güllere
Gider olmuş bilinmeyen ellere Karışıp sellere esen yellere Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Çıkmış da yollara bakmaz ardına Konup kaldım ovasına yurduna Çare bulamamış hekim derdine Anam çare olamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Kınalanmış mis kokulu saçları Naçar kodun kuzuları koçları Yükleyip kervanı düzmüş göçleri Anam gitme diyemedim ben sana Anam benim doyamadım ben sana Dağların yörebi ovanın düzü Hep sevgiden yana sohbeti sözü Koydun yüreklere ateşi közü Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Tükendi dermanı tutmuyor dizi Bekleşir başında gelini kızı Çoğaldı acılar yürekte sızı Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Bitmeden baharı görmeden yazı Ötüşür ovada ördeği kazı Toroslardan aşar bir Türkmen kızı Anam mani olamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Götürün evime varayım demiş Biraz da orada durayım demiş Körpe kuzuları göreyim demiş Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Annacımda ala dağlar sırası Nevruzunan Hıdırellez arası Çaresi yok imiş sızlar yarası Anam benim diyemedim ben sana Anam benim doyamadım ben sana Takati yok kaldıramaz elini Söz etmeye döndüremez dilini Halil kiya pehlivanın gelini Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Torunların güzel nazlı nenesi Ecisi anası cici ebesi Tuzla ovasının Selmaz yengesi Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana Severim sayarım çoktur hatırı Dedesultan yazsın üç beş satırı Helal olsun hepi benden ötürü Anam benim kıyamadım ben sana Anam benim doyamadım ben sana |