bulut düelloları
vasat bir sokaktan geliyordum gürültülü ölmelere
ironisini alnına kazımış bir gülüş yanağımın çitlerine takılı yürüyor gibi yapıyordum günlerimin mum tüketen kaldırımında usul bir rüzgar avuçlarında kırmızımsı bir telaş kuruyordu güller, kuruyordu aklını fikir, kuruyordu cisim visale saati tik tak tik tak tik tak kim o? ben değilim. ardında yitikliği devrilmiş güneş yanığı hecelemelerin lisan neşrediyordu kil üzerinde bin yıllık fotoğrafıyla aşkı ve ölümü karbona delil sunan taş insan! aşkı ve ölümü en güzel sen taşırsın bir sen katlanabilirsin aşka ve ölüme taş misali yak kanatlarını öyle git yağmur kuşandı zırhını, gözünü kırpmadı ağaç bulut düelloları arasında boşluğa indirdi h/içini helalinden kırarak kristalize yüzünü tenha sarhoşluklar yutkundu karanlığın şakağına yaslayıp soluğunu senin adına! üç kez... tamamla... |
bir sen katlanabilirsin aşka ve ölüme taş misali
yak kanatlarını öyle git"
insan
aşktan ve ölümden taşan
ikisi arasında
kısa
la insicam
...............
tebrikler