KelebekSuda ki bir bambu gibi Kendi sessizliğinin avazında nazlı huzur, yüzsüz çile Bir gürültüde nasılda sessizce akıp gider su Öyle yumuşak, öyle saydam huzurun yankılarını aramak dağ yüreklerde ve çarpılmak taşlara... Ellerimi tut, bak hangi şarkıyı duyacaksın Siyah, sessiz, ıssızca haykıran ... Vazgeçişler suda yürümek gibi taş ayaklarla, bilirmisin? Sesini üfle kulağıma ben olayım ... Akşam olur kelimeler üşüşür su başlarına İçlerinde sen olmazsın dikenli sözler büyütürüm kendime her gören kaçar benden metal çiçeklerin seslerini duyarım uzayıp giden bir çığlık olur yanılgılar cehennemine Öylece avuturum sesleri bağrımda terazi ateşinde pişirip kurarım soframı Soframda sen olmazsın bütün benler otururuz masaya her tıkırtıyı sen zannedip uyuruz sonra Korkarak... Evet korkarak... yoksa seni sevdiğimi mi sandın sevgilim ... Hadi gel, taştan kelebeğine zamanım az... |