Eski Günlerde Kalmış
Köyümüzde ekinler biçilir, taşınırdı
Dökülen alın teri eski günlerde kalmış Düvenlerin üstünde ömürler aşınırdı Neşeli harman yeri eski günlerde kalmış Sabah erkenden kalkıp yakılırdı fırınlar Sıcak çorba, ekmekle doyardı aç karınlar Köylüye güç verirdi umut dolu yarınlar Doğal yaşamın feri eski günlerde kalmış Bir çift güçlü öküzle gözdeydi kara saban Bire on alınırdı, zayi olmazdı çaban Bir değirmen misali köyü öğütmüş zaman Hormonsoz tahıl türü eski günlerde kalmış İmece okunarak yardıma koşulurdu Nice zorlu engeller böylece aşılırdı Somurtarak gezenin haline şaşılırdı Mutlu kadını eri eski günlerde kalmış Gördüm ahşap evleri sarmış yabani otlar Vahşi hayvan sesleri, derdimi bine katlar Evcilini arama kayıp köpekler, atlar Çan sesli, gezen sürü eski günlerde kalmış Mahzunlaşmış köyümüz garip, boynunu eğer Çocukların sesiyle şenlenir imiş meğer Odunla pişen yemek, bence her şeye değer Tandırın ekmek piri eski günlerde kalmış Emine Yılmaz Dereci |
Köylerimizin hâlini iyi resmetmişsiniz.
Yazık ki, bu güzel şiir yayınlandığı gün içinde hak ettiği ilgiyi görmemiş.