Nefesim kupkuru
Ne ses ne görüntü var senden parlayan,
Basit bir ışıltı yansıması beynimi aydınlatan... Çoktur yoktun her açıldığında baktığım kapıda, Oysa ben; sadece basit bir metin bekliyordum yarına... Zaman çok hızlı, rüzgar kadar belirsiz, Saate sığdırabilmek mümkünken adımlarımızı... Ki sen sayısız adımsın ansiklopedi kelimeleri arasında. Sana çarpmasın bakışlarım diye sayfalarını büktüğüm kalbimde. Sözün olmadan geçen bir deste günde, Betimlemeye fırsat vermeyen adın, Başka limanlarda rom içtiğini kaldıramayacak dudaklarımdan sıyrılamadı. Oysa her iklimde yetişen yağmur var, Dudaklarımın mührünü kırar... Gergin çatı brandasına çarpan ince yağmur damlaları, boyundan büyük sesler çıkartıyor kulağımda. Hayatımdaki eksikliğinin boşluğunda, yankıdır bu yağmurlar belki. Ya da çıplak ceviz ağacının pürüzlü teninde gezinen yorgun, kör karınca. Sana giden yol hep aynı virajlarda kaza yaptırıyor. Oysaki karıncalar sağ sağlim varırlar hedefe. Yükleri ağırdır her daim, fakat somuttur acılar zalim. Oturup düşünmeye fırsatsız kalışlarım, Dertlerimin ıslanmış talaş yükü Saatler haddinden yavaş akıyor, Kalbim bir kırıntı peynir,beynim bir avuç kemirgen. Düzensiz iklimlerin çocukları vardır ya hani, İste öylesine kıyafetsiz kalmışım... Hep soğuk , daima yakar güneş, sular tuzlu ve birde nefesim, nefesim kupkuru... |
Beğendim, içtenlikle kutlarım…
............................................................ Saygı ve Selamlar…