Pazar öğleden sonra
Pazar öğleden sonra;
Üstüm yalnızlığın tozlarıyla kaplanmış, Çamurlu ayakkabılarımı, yağmurla temizliyorum. Pasaklı, kırık bir kalp sahibi olarak; Martılara selam çakıyorum, Soğuk, puslu suyuna bakarak gölün. Birkaç karabatak kaderine razı olmuş üşüyor, Birkaçı ise çift kişi geziyor. Pazar öğleden sonra; Acı çekmeye odaklı hayatım, Kulak kesen rüzgarlarla karşıdan bana bakıyor. Oysa ki sabah iyi uyanmayı ummuştum, Meğer sadece gidişine önayak olmuşum. Gri pastelinde Ankara’nın, Kırmızı tabelaları olan, Mavi bir dolmuşu bekliyorduk seninle. Son kez dokunmuştu parmaklarım, Son bir kez sevmiştim kaşından. Pazar öğleden sonra; Acele edercesine çıktın yataktan, Oysa uyanır uyanmaz bakmıştın gözlerime, Seni uyurken izleyen gözlerime. Ve en acısı da; Giderken gözlerimde bıraktığın yağmur oldu. Neden o denli çekip gittin ki? Pazar öğleden sonra; Omuzlarımda yılların yükü birikmiş, Sigaramdan kurtulan duman bile bitmişti. Parke taşlarının feryatları uzanıyordu kulaklarıma, Topuklarımla ezdikçe yolların kahrını. Islak ellerimi uzattım sazlıklara, Rüzgar onları da benden aldı. Sokak köpekleri bile yanaşmadı bana, Muhtemelen dokunsalar ağlardım. Pazar öğleden sonra; Hiçbir zaman yapmadığım bir şey yaptım. Önce ağabeyimi , sonra arkadaşlarımı arayıp, Seni onlara anlattım. Az da olsa gülüşleri sayesinde saatleri atlattım. Param yoktu mesela, Aslında para harcayacak heyecanım da kalmamıştı. Seni aramak istedim; Senin de söyleyecek sözün kalmamıştı. |
Beğendim, içtenlikle kutlarım…
............................................................ Saygı ve Selamlar…