AN İZAFİ YOL UZUN...
Varoş bir gönlün mihenk taşı
Özlemin tınısı yürek burkan Elit bir sevdanın çakıl taşları Arkasında iz bırakası. Tescillenmiş bir ömrün patikası O izafi varış noktası. Hükmünde zaman zaman Nefretin panzehiri yüreklere ilaç Alabildiğine uzak geçen ömre inat. Ne korunaklı ne de devinimi aralıksız Peyder pey ödersin kefaretini Sıradan bir hikâye her birimizinki neticede. Ne yaşların saati belli Ne de sevginin dili ve rengi Güneşin doğduğu tek an Dokunurken ellerin yıldızların tenine. Kâh gecenin dibi Kâh sabahın ertesi salınan gecenin ayak sesi Bitimsiz bir şarkı Ne olursa olsun çaldığı makam. Yer gök ne kadar olsa da engin Sığdıramazsın çalıntı düşleri eteğine Varlığının hezimeti boynunu bükse de Yâd ellerde kıpırtısı kalır özlemin Saf ve bakir bir düşün ertesinde. An izafi, yol uzun Ne söylesem de gayri ihtiyari Çaresizliktir gıyabında sefil ruhun. Kopmamak adına Sığınmak solgun ertelenmişliklere Yorgun bir ömrün ertesi Hanidir çaldığım zamandan Sonu olsa da yürüdüğüm mekân. |