mumyadurduk; sanki kıtlıktan çıkmışcasına üşüşmüşlerdi küflü sargıların başına meydan sofrası kurulmuş dersin kumların serinliğe cömert olduğu yerde sarı ırmağa kaç defa yelken olmuş bilinmez serilmiş, renklerine kararsız bir bez taklamakan’nın tam ortasına onlar bilim biz yol adamı,tarih bu yalana gelmez belki de,vadedilmişler daha yazılmamış,adem iz koymamış mezopotamya’ya aral’ın olmadığı,lotus’ların tohuma durmadığı zaman ötesinden evrimleşmeyen tarla sıçanlarının bela,kavimlere musallat olduğu demlerden elemişler bölemişler,on yaşlarıında kız çocuğunu koymuşlar sandukaya pür dikkat aman ha,tek zerreniz bile iz,kolay mı kara kitaplara mim koymak her sargı bilmem kaç bin yıl,açtıkça eskiyor dönence,mağralara kapak oluyor vahşet diyor en bilgesi; bir daha açsam kaç meydan savaşı kaç can,kaç dere doyumu kan hazmederek gelelim kaba taşa,aklımız oynamaya,baktığımız biz,sargı doğurgan takılıyor ya kafama,hangi dolamda piramitler,hangi dolamda firafun kopmadan olmaz diyor küçük kıyametler,taş ocakları nil’de kil,o kadar sert değil toprak,ustalara humus’lanmadı durmadı bulutlar tümülüs’e,nirvana değil ehil yarımındayız tek turun daha, kendi işimizi koyarak bohçalara bahş’e ediyoruz meyil hayyam nerde sarhoş olacak,diojen nerde çıkacak fıçıdan,yunus nerde sefil oynaş tutmaz yosmaya benzer taklamakan,başına hayat sunar dizlerine kızıl kum yanar yanarsın,tam gerçeği ortasından yazmaya bazen,baş koyarsın kendine değil makamına inat çekik gözlü,teslimiz dedi geceye,sığındık çadıra mağradan önce kabaya geçtik,gün çalım etmezse,yarin geçelim cilalı’ya sabır çatlatanmış zamanın diğer adı,her kum tanesini mahşere kurşun sanırsın usulca,gecen hayır ola dedim türkistan’lıya aklımda zaman,aklımda mumya kasım |