Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür. SCHİLLER
Paylaş
KİTAP
MÜZİK
ATÖLYE
geceler ne güzel bu günlerde
uranus
4,9 / 39 kişi ·19 beğenme · 24 yorum · 2328 okunma
Okuduğunuz şiir 4.8.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
geceler ne güzel bu günlerdegece yemin et bu gün bana tüm karanlık tanrılarının huzurunda ölümü öp ama gördün mü seni bir ömür boyu dileyeni benden güzel yazan var mı seni volkanik göllere düşerken yarım ay bir katır sığımı yaban yolu yaban yolu ince tuzumuz bile uzak ellerde sıcak isterken kıl çuvallardan sana bakardım öylece kaç defa uykum gasp edildi ötelenmiş çocukluğumda sultan söğütler suya değmeden daha serçeler kör uykuda yaşanmalık değil mevsimler hissedilmelik yoklarken öyle alaşafakta ciğerlerimi nazilli basmasından sızarken zemheri bülbül mü dut yerdi şifası yakasında muska çocuklar mı ölüm hangi koyakta gizli kim bilir işmar verir mi aladağlar ıslık çalar mı hangi çalı koçero’ya benzer hangi çırpı mavzere tuz yolu bu ya bismillah ya hızır yardım eyle bizlere ceddim kuşağına bağlamış ederini inhisar’ın kendir urgan oturmuş tam belimin üstünden çıt çıkmayacak kuş uçmayacak gelmeden kürtük’ler tutmuş ince bele en acımasızı cinler periler dudağımızda besmele hadi sen de doğur gece benim gibi bir bebe kasım |
Şiiri Değerlendirin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
geceler ne güzel bu günlerde şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
geceler ne güzel bu günlerde şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Cevap Yaz
bülbül mü dut yerdi
şifası yakasında muska çocuklar mı
ölüm hangi koyakta gizli kim bilir
işmar verir mi aladağlar
ıslık çalar mı
hangi çalı koçero’ya benzer
hangi çırpı mavzere
tuz yolu bu
ya bismillah ya hızır
yardım eyle bizlere
ELİNDE KALEM ,BAŞI DİĞER ELİNİN İÇİNDE HAYAL ETTİM BİR AN ÜSTADIMI .BU ANAML YÜKLÜ GÜZEL DİZELERİ YAZARKEN KİM BİLİR NERELERE DALDI GİTTİ ,AH !BİRDE TAM İÇİMDEKİ GİBİ YORUMYAPABİLSEM ,ACİZ ACİZZZZ.CANDAN TEBRİK EDİYORUM VAR OLAN BAŞARILARINIZIN DEVAMI DİLEKLERİMLE SELAM SAYGILAR.
ilhanbuyukcebeci
5 Ağustos 2012 Pazar 17:40:06
KONUŞUR BİRGÜN
....
konuşur dağdaki kuru kengerler
anlatır yazıdaki tek düşmüş ahlat
bırakılmış değirmenler yıkılmış su yolları
karanlık ağızları mağaraların
kuytuların tekleme kayaları
şu kerpiç dam
şu küllük
tanıklık eder birgün
anlatır gördüklerini
anlatır bir bir
konuşur bir gün
---
sf. 143
(Koçero Vatan Şiiri, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Bilgi Yayınevi, 1976)
*
Site ortalamasının üzerinde, iyi bir şiire rastlamak ne güzel!
Mutluluk verici, upuzun pazar kahvaltısı gibi.
*
"Kürtük" gibi bir sözcüğü, bana (ve sanırım pek çok insana da) öğrettiği için teşekkür ederim Şair'e.
Afşaroğlu Öğretmenimizin de imlediği gibi, yerel sözcükleri mutlaka şiire katmalıyız.
Örneğin ben de bir şiirimde, çocukluğumda babaannemin bahçesindeki 'amesgen' eriğini ve 'çördüğü' ağacını yazmıştım, yıllar sonra. "İnsan yaşadığı yere benzer" miş.
*
Selam olsun Anadolu'mun dağına taşına,
Bozkırına, ırmağına, koyaklarına
Kıymet bilen İnsan'ına
*
"bülbül mü dut yerdi
şifası yakasında muska çocuklar mı
ölüm hangi koyakta gizli kim bilir
işmar verir mi aladağlar
ıslık çalar mı"
---
İşmar verecekse Şiir
Böylesi şiirler versin
Islık çalsın
"Öte geçelerde büyü"sün...
....
konuşur dağdaki kuru kengerler
anlatır yazıdaki tek düşmüş ahlat
bırakılmış değirmenler yıkılmış su yolları
karanlık ağızları mağaraların
kuytuların tekleme kayaları
şu kerpiç dam
şu küllük
tanıklık eder birgün
anlatır gördüklerini
anlatır bir bir
konuşur bir gün
---
sf. 143
(Koçero Vatan Şiiri, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Bilgi Yayınevi, 1976)
*
Site ortalamasının üzerinde, iyi bir şiire rastlamak ne güzel!
Mutluluk verici, upuzun pazar kahvaltısı gibi.
*
"Kürtük" gibi bir sözcüğü, bana (ve sanırım pek çok insana da) öğrettiği için teşekkür ederim Şair'e.
Afşaroğlu Öğretmenimizin de imlediği gibi, yerel sözcükleri mutlaka şiire katmalıyız.
Örneğin ben de bir şiirimde, çocukluğumda babaannemin bahçesindeki 'amesgen' eriğini ve 'çördüğü' ağacını yazmıştım, yıllar sonra. "İnsan yaşadığı yere benzer" miş.
*
Selam olsun Anadolu'mun dağına taşına,
Bozkırına, ırmağına, koyaklarına
Kıymet bilen İnsan'ına
*
"bülbül mü dut yerdi
şifası yakasında muska çocuklar mı
ölüm hangi koyakta gizli kim bilir
işmar verir mi aladağlar
ıslık çalar mı"
---
İşmar verecekse Şiir
Böylesi şiirler versin
Islık çalsın
"Öte geçelerde büyü"sün...
nazillinin basması mı kaldı
kaldığı mazide
kutlarım şiir yüreğini
sağlıcakla kalın
kaldığı mazide
kutlarım şiir yüreğini
sağlıcakla kalın
gece, kuş uçmaz kervan göçmez bir şiirin toprağına ser yüreğimi!
gasp edilen tüm umutlarımızın üzeirne and olsun ki bir sabaha değişmem seni...
ört üzerimi yıldızlarının nefesi ile...
tebrikler...
gasp edilen tüm umutlarımızın üzeirne and olsun ki bir sabaha değişmem seni...
ört üzerimi yıldızlarının nefesi ile...
tebrikler...
Güne düşen şiir ve şairi kutlarım çokça şiirdi...
UMUT ve DOSTCA
UMUT ve DOSTCA
Yemin ederim mükemmel satırlar,,Teşekkürlerim çokça..))
Gece ve tuz yolculuğu...
Asya steplerinde yaşayan köylüler tuz yolculuğuna çıktığında geri döneceklerin kaç
kişi olabileceği bilinmiyordu.
Bu yol öyle hırçın öyle karmasık ve sırlarla doluydu ki dudaklarının patlayıp kanadığı, ayakların hır çıkardığı keçi yollarından alivyonlarla kızıla boyanan nehirlere parelel keskin ve yüksek kayalık yol, tek tek ve ancak biribirine bağlanarak aşılabilicek kadardı.
Gece de öyle.
Gecelerden geçerken, bebek kalabilene Aşkolsun...
Sımsıkı bir şiirdi vesselam belleğin ve direncin bütün ellerine bütün elleriyle bağlanmış.
wewin tarafından 8/5/2012 1:12:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Asya steplerinde yaşayan köylüler tuz yolculuğuna çıktığında geri döneceklerin kaç
kişi olabileceği bilinmiyordu.
Bu yol öyle hırçın öyle karmasık ve sırlarla doluydu ki dudaklarının patlayıp kanadığı, ayakların hır çıkardığı keçi yollarından alivyonlarla kızıla boyanan nehirlere parelel keskin ve yüksek kayalık yol, tek tek ve ancak biribirine bağlanarak aşılabilicek kadardı.
Gece de öyle.
Gecelerden geçerken, bebek kalabilene Aşkolsun...
Sımsıkı bir şiirdi vesselam belleğin ve direncin bütün ellerine bütün elleriyle bağlanmış.
wewin tarafından 8/5/2012 1:12:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
5 Ağustos 2012 Pazar 03:49:57
Uzun bir aradan sonra siteye girdiğimde sizi hak ettiğiniz yerde görmekten çok mutlu oldum hocam. Severek okuyup takip ettiğim yüreği yürekten kutluyorum. Saygılarımla...
maskelimelek
5 Ağustos 2012 Pazar 01:53:49
şiirin gerçeği,etkili yorumda ki gibiyse,bak şu insanlığın haline,Allahın verdiğini kul sakındı kuldan dedirtti...hep böyle değilmi Allah verir ama insan....ezayı da cezayıda...tebrikler..
gece kokan ve içinde Ay olan her şiiri seviyorum
tebrik
saygımla
tebrik
saygımla
muhacir bozkurt
5 Ağustos 2012 Pazar 00:59:25
Bir tutam tuz.. hayata..
Tuz kadar vazgeçilmezdir insan için derdini ortaya dökmek.. Tebrikler şair... Kaleminize zeval gelmesin..
Tuz kadar vazgeçilmezdir insan için derdini ortaya dökmek.. Tebrikler şair... Kaleminize zeval gelmesin..
Bu şiir bana, Kayseri'de görev yaparken köylülerin anlattığı tuz hikâyelerini çağrıştırdı.
Osmanlı'dan kalma imtiyazlı ağaların, köylülere tuz nedenli işkencelerini. Daha sonraları ise, şairin inhisar dediği, şimdiki tekel görevlilerinin baskılarını.
Sultan Sazlığı'ndan Kayseriye doğru küçük bir ırmak akar. Sultan Sazlığı'nın fazla suyunu, tuzuyla birlikte geniş bir aluvyona akıtır. Yazın bu aluvyondaki su azalınca, ortaya tuz çıkar. Tuz o zaman önemli bir ihtiyaç maddesi. Fakat, ilk dönemlerde orayı daha Osmanlı zamanında parsellemiş ağa çocuklarının sahiplendiği bir alan. Mecburdur köylü. Gece gidip oradan ihtiyacı olan tuzu alacak. Yakalanırsa, ağaların adamları falakaya yatıracak. Ağaların gücü kırılmaya başlayınca da, bu kez inhisar(tekel) bekçileri devreye girer. Allah'ın gölünden gelen tuz, yüzyıllardır orada yaşayanlara yasaktır. Evdeki tencereye atılacak bir avuç tuz uğruna, falakaya yatar oranın köylüsü.
Belki bunları anlatmak istememiştir şair. Bunu bilemem. Ama bu şiir, yıllarca içim acıyarak oranın köylülerinden dinlediğim bu hikâyeleri anımsattı bana.
Saygı ve selamlarımla.
Osmanlı'dan kalma imtiyazlı ağaların, köylülere tuz nedenli işkencelerini. Daha sonraları ise, şairin inhisar dediği, şimdiki tekel görevlilerinin baskılarını.
Sultan Sazlığı'ndan Kayseriye doğru küçük bir ırmak akar. Sultan Sazlığı'nın fazla suyunu, tuzuyla birlikte geniş bir aluvyona akıtır. Yazın bu aluvyondaki su azalınca, ortaya tuz çıkar. Tuz o zaman önemli bir ihtiyaç maddesi. Fakat, ilk dönemlerde orayı daha Osmanlı zamanında parsellemiş ağa çocuklarının sahiplendiği bir alan. Mecburdur köylü. Gece gidip oradan ihtiyacı olan tuzu alacak. Yakalanırsa, ağaların adamları falakaya yatıracak. Ağaların gücü kırılmaya başlayınca da, bu kez inhisar(tekel) bekçileri devreye girer. Allah'ın gölünden gelen tuz, yüzyıllardır orada yaşayanlara yasaktır. Evdeki tencereye atılacak bir avuç tuz uğruna, falakaya yatar oranın köylüsü.
Belki bunları anlatmak istememiştir şair. Bunu bilemem. Ama bu şiir, yıllarca içim acıyarak oranın köylülerinden dinlediğim bu hikâyeleri anımsattı bana.
Saygı ve selamlarımla.
söylemi oldukça zengin ve iyi kalem işi bir şiirdi.
özgün imgelemler ve kelime haznesi zengin sıra üzeri bir kurgulama ile işlenmiş iyi uyaklama okuttu şiiri...
tebrikler usta işi şiire-şaire
özgün imgelemler ve kelime haznesi zengin sıra üzeri bir kurgulama ile işlenmiş iyi uyaklama okuttu şiiri...
tebrikler usta işi şiire-şaire
Günün şairini kutlarım
saygılar
saygılar
Şiir Künye
Kayıt Tarihi
: 4.8.2012 00:41:39
Puan
: 192.0 / 39 kişi
Okunma Sayısı
: 2328
Yorum
: 24 yorum
Beğeni
: 19 kişi
Şiiri Beğenenler
Popüler Şiirleri
MENÜLER
YENİ ŞİİRLER
EDEBİYAT DEFTERİ
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
sen de doğur gece
benim gibi bir bebe
Kutluyorum,çok güzeldi,saygılar..