YENİ YETME DÜŞLER...
Saydam bir varlık altı üstü,
Bir serzeniş, bir yakarış İki dirhem bir çekirdek umutlar Ne yakın ne de uzak Ne de olsa tüm o yaftalama Kalburüstü nazarımda. Düzen mubah; Biraz insan biraz yalan Sanırsın ki kul köle Biri diğerine. Yeni yetme düşler Yetisi kayıp nefisler. Nefesin buğusu Gizli saklı gönül yarası. Biraz ağlak Fazlasıyla yeknesak. Hicap edilesi kör gülüşler Karanlığa mıhlanmış İndirgenmiş sıfıra. Sonsuz haneli tek hece Kelimeler ahenksiz; Sanırsın ki kanlı bıçaklı Her bir izlek, Kelimenin tam da ortası. İzahatı ne mümkün Topladın mı bir kez onca sıfatı. Gizli saklı bir özne nihayetinde Yüklemi kayıp. İzafi bir gölge Belirteçler yeknesak İmgeler varla yok arası. Şiir ölür mü, Asla. Sürgündür gönül hepten Yol versen de aşka. |
Şekil değiştirir yine yaşar.
Başka bir kalıba dönüşür yine yaşar.
Yer değiştirir yine yaşar...
Nazım Hikmet'in Bursa Cezaevi'nde tutsaklık günleri. Koğuş
arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi
yönetimine de yardım etmektedir.
Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı'ndan bir müfettiş gelir.
Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre:
- Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der.
Nazım'i odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan
müfettiş Nazım'ı tepeden tırnağa süzer ve:
-Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım'a oturması için yer
göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, gidebilirsiniz, der.
Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe:
-Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar.
Müfettiş hemen atılır:
-Kim duymaz Hayyam'i.
Nazım:
-Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar.
Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür, görüyorsunuz sanatcıyı
anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya
anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı'nı ve sizi kimse anımsamayacak,
der çıkar.
Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım'ı geri çağırır ama
Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur.
Sanat ve sanatçı ölümsüzdür...