İstanbul Boğazı
Geçen yine bir hadsizlik edip seni düşündüm.
Neyse boşver sen düşünme bunları. Bugün senin doğum günün, Ve kim bilir sen gibi kaç kişinin. Başucumda hala bıraktığın kokun. Dudaklarımda senden kalma ruj izi, Ve bedenime sinmiş parfüm kokusu. Hala geçmek bilmedi ne kadar yıkasam da. Şimdi çıkıp gelsen ne güzel olur. Her şeye o kadar hazırım ki. Ayrılığı rüzgâra haber eden güz yaprakları gibiydi, Seni benden alıp götüren sarı taksi, O günden sonra taksiye hiç binmedim. Belki bir gün dönersin diye, Hiç girmedim odana. Odan da her şey yerli yerli yerinde, Bir ben hasar görmüş ev gibiyim. Geçen yine bir hadsizlik edip seni düşündüm. Kıskançlık krizine girdi İstanbul, kudurdu deniz. Sokağın loş ışığı ve dudaklarımdaki iz, Fazla uzağa gitmiş olamaz diyor. Yine de sevgilim sakın; Seni unutmamı bekleme benden, Ben bana yapılanı unutmam. Seni benim içim yaratmış tanrım. Sensiz ben hiç uyuyamam. İstanbul’a kalsa düşlerimde bile yerin yok Hemen yapışıyorum İstanbul’un boğazına, Ben seni düşlerimde bile sevmeye razıyken, Kimse mesafe koyamaz aramıza… Bugün senin doğum günün, Üfle de sönsün yüreğimdeki muma. Yeni yasın kutlu olsun. Beni güzel hatırla… |