Tatah dedim içime bakarken ve içimin çarpık kentleşmiş yollarını adımlarken karlar prensesinin simsiyah yüreği tıpkı siyahla beyazın çarpışması gibi annemin naftalin kokulu sandığından çıkarıp burnumu hapşurdum ve tekrar soktum başımı o mistik küçük dünyanın içine elime geçen işlemeli ve kenarları oyalı mendili götürdüm buğulanan gözlerime kıyamadım ve hızla fırlatıp sandığın içine kapağını kapattım afaroz ettim içimdeki masum çocuğu ve günahın kapısını araladım ağzın doluverdi ağzıma ağız dolusu apansız amansız tuttum soluğumu gemiler geçti içimden deniz aşırı tren yolları döşediler beynime ve gönlüm bir terminal yeri gibi gelenleri karşıladı,gidenleri uğurladı kimse sormadı nicedir halimi yorgun musun diye ve kimseye şikayet etmedim kendimden başkasını ağzın diyorum sevgilim doldu ağız dolusu ağzımın içine ben böyle kederliyken bile hiç böyle bir tat bilmedim sarı kanatlı kuşlar uçtu ağzımın kenarından gök’yüzüne ve dilim bir balık gibi kuyruğunu vurdu damağımın üstüne ağzın diyorum sevgilim ağzın! hayata açılan kapım benim... 02:00/20.03.2015/Sev_tap |
selamlar