AHVAL!
Bizim elde kış hiç bitmez,
Göze görünmez sarılar. Güller açmaz, bülbül ötmez, Başı boş uçar arılar… Biz, kendimizi dağladık, Beyhude coştuk, çağladık, Kimlere meyil bağladık, Güvenimiz kar kürüler… Acı kadere eklidir, Meşaggat sırda saklıdır, Doğuştan çile yüklüdür, Atiye küskün geriler… Yazılı eldeki bilet, Git de; söyleyene ilet! Bu mu dediği adalet? Küçüğü boğar iriler… Yelkenleri indirdiler, Umutları söndürdüler, Eşeğe ters bindirdiler, Bu yüzden küskün doru’lar… Ne etti-etti de yaptı, Ne dediysek, hep ters tepti, Beslediğimiz it kaptı Buna gülüyor biriler… Yara kavruluyor tuzda, Onlar hep düğünde, sazda, Suratları utanmaz da; Ondan utanır deriler… Bir önem kalmadı sözde, Suçun daniskası bizde, Hiç bir şey zora gitmez de; İhanet ömrü yarılar… İsrafil’in eli surda, Azrail hazırda, burda, Sanki her gün ölmüyor da; Mevtadan korkar diriler… Kimi ömrü heder eder, Kimi ağır bedel öder, Kimi sessiz ölür gider, Zevkini sürer biriler… Ecdat görse darılırdı Sabır taşı yarılırdı, Ölü olsa dirilirdi, Yazık, uykuda çeriler… Özlerine dayanmazsa, Aydınlığa boyanmazsa, Hiç kimseler uyanmazsa; Uyanın ey Gökbörüler!.. Alemler nizam bekliyor, Sırtımıza yük yüklüyor, Ruhumuz bizi terkliyor, Hallere ağlar periler… KORKUT der ki; hal böyledir; Hayaller gönül eyletir, Umulmadık söz söyletir, Zihinde kalan sorular… Hasan KORKUT Aksaray, 12.06.2014 |