DÜŞ
ateş altında orta karar düşlerin saklısıdır,
tıpkı arkasında hançer saklayan bir afitap; "uhde" dediğin emek yitiği temaşalar... cebirsel şiddeti mahkumiyet, felsefi bakışları kıyamet; resmine bakamazsın ki,sanatkara olan hicabından resmen vehamet!.. ayılırsam düşümden söyleyeceklerim vardı naçizane aynı replikleri tekraren kekelemeden... diyeceğim o ki gideceğim ben de; aziz olan hakların hatrına, kıyma hatırama... sessizce bakışların takibi, burnundan getirir emdiğin sütü zordur çünkü, acziyetlerde kalmak sapasağlamken!.. sen düş, ben öylece bakakalayım; oldu mu şimdi? düşman değilsin ki düşümsün işte, kader her fırça darbesinde vuslatı boyarken renkler yine de ayrıdır farkettiysen... bir esnada bittiği halde o resim her bakışın nakşında müebbete mahkumdur resmedilen... bana her şeyi anlat ama kandırma verecek bir şeyim kalmadı ey talih!.. asırların kaybetmişliğini ne telafi edebilir ki? yar desen yar olur her vuslatı düşerim yürümeyi yeni belleyenler gibi.. bir düş idi geçmişim ati ise tabiri ne görürsen gör işaret ediyor kabiri... |