İLO
Gece olunca İlo uyur bütün kâinat
Sıcacık düşler üşür koynunda zemherinin Bir tek hüzün uyumaz yüreğinde aşığın Sessiz sessiz düşerken yaşlı gözlerden irin Muhafız çiçekleri gülüşür hüzne inat Karanlığa karanlık eklenir yığın yığın Yine bulurlar beni içinde bulunmazın Ağzından köpük saçan kara kara köpekler Düşerim bir boşluğa dört yanı deniz olan En sinsi fırtınalar pusuya yatmış bekler İniltisi duyulur uzaklardan bir sazın Perdesinde yokluğun,nağmesinde biz olan Gözlerim kırk ikindi mahpusunda nicedir Ah desem yüreğimden bir volkan fırlayacak Aklımı yerden yere vururken alın yazım Kefenimi aç gözlü bir kaç yılan soyacak İçimdeki savaşa denk değil uhud,bedir Ölüm gibi sınırsız yaşamak kadar azım Zaman azgın bir nehir akıyorum meçhule Ürkek bir güvercinin bakışlarıyken hayat Sen, aşkın kitabını ezbere bilen hafız Gel de ciğerlerinden nefes alsın kainat Kim razı oldu ise onu kuşatsın çile Gel ömür sancağımın altındaki muhafız Tüm sesler çekilince üstünden şehirlerin Bir şivan kopar İlo sessizliğin içinden Feryadı yankılanır en olmaz umutların Boy verir yakarışlar sensizliğin içinden Sana döner akışı gökteki nehirlerin ...Ilık ılık düşersin göğsünden bulutların Faruk Atlı |
hep güzel şiirler okumaya alışık olduğum sayfanızda
yine müstesna bir şiir karşıladı beni
gönül katreleriniz daim olsun
yüreğinize sağlık
tebriklerim her daim ve nihayetsiz